24 Kasım 2018 Cumartesi

NEGATİF OLMA HȂLİ - YENİ DOĞRU HABER

NEGATİF OLMA HȂ
 
Merhaba
 
Yeni başlangıçlar insana her zaman heyecan ve mutluluk verir. Kendi adıma ‘Doğru Haber’in güzel bir başlangıç olmasını temenni ediyorum.
 
Bu hafta, ‘Negatiflik Hastalığı’na yakalananlara yer vermek istiyorum. Çevresine sürekli negatif enerji pompalayan insanlar hep var maalesef. Bir arada bulunduğumuz ortamlarda sanattan, kültürden, edebiyattan, bilimden konuşmak yerine illaki dünyamızın ve ülkemizin sorunlarını ve özellikle siyasetin konularını konuşmaya iterler insanı. Her ne kadar lafı değiştirme çabalarınızda olsa tekrar aynı konuya sözü bağlamayı bir şekilde de olsa başarırlar.
 
Ekonomimizin ne kadar kötü olduğu, bizi çok kötü günlerin beklediği türünden klişeleşmiş cümlelerle yandık bittik, öldük portresi çizip dururlar. Bu negatif bakış açılarının ardından nedense bizden de hep onay almak isterler. Tartışmaya mahal vermemek için ne kadar da yuvarlar cümlelerle moral bozucu sohbete devam etsek de ister istemez insanın yüzü gerilir ve moral bozukluğuna engel olamayız. Her anlamda aynı kişiler tarafından sergilenen bu tiyatro gösterisi sergilenir ve birçok insanda bu tiyatroyu izlemeye mecbur bırakılır. Bu durumun tam tersi olan her şeyi tozpembe görmek de doğru bir ruh hali değil elbet. Elbette ki ülkemizin ve dünyamızın sorunlarına kafa yoralım ve çözümüne katkılarımız olsun. Buna kimin itirazı olabilir ki? Bizlerin çözebileceği en küçük problemleri dahi devlet büyüklerimize havale etmek ve onları bunlar üzerinden eleştirmek bize ne kazandırıyor anlamış değilim.
 
Sanki her insan, dünyanın ve Türkiye’nin sorunlarını her dakika konuşacak, siyaset yapacak bir gerekliliği var gibi ruh hâline bürünürler. Eğer bu negatiflik ruh haliyle memnuniyetsizliği çoğaltma gayreti güdülüyorsa bunun çok işe yaramadığı görülmeli artık. Sıkıntıları sürekli dillendirmek yerine çözüm önerileri üzerinde alternatifler, fikirler geliştirmek ve bunu hayata geçirerek insanlara gösterebilmek en doğru hareket gibi geliyor bana.
 
Konumuna göre üretimin içerisinde olmak, çalışkan olmak, sosyal projelerde yer almak, kendi geçimine katkılar sunmak, mevcut işini iyi yapmak gibi onlarca yapabilecekleri önlerindeyken bu kısır döngü içerisinde dönüp durmak kendilerine ya da kime ne kazandırıyor anlamış değilim.
 
Meslek olarak aktif siyasetin içerisinde olanlar beklentileri çerçevesinde yaşadığı ülke ve dünyaları hakkında olumlu veya olumsuz yargılara sahip olabilirler. Ama sıradan vatandaşın, memurun, esnafın, emeklinin aktif siyasetin içerisinde olmasına ne gerek var.  Bütün hayatını olumsuz etkileyecek derecede politik tarafgirlik doğrultusunda hayatını sürdürmesine gerek yok. Seçim zamanı kime oy vermek istiyorsan gidip oyunu kullanırsın olur biter.
 
Hayat dolu, neşeli insanlar, somurtkan suratları dahi yumuşatır ve gülümsetir. Bunun tersi durumda da durduk yere strese girer insan ve hüzün kaplar yaşantısını. Özgüven kaybına uğrar. Sıkıntılarımız dün vardı, bu günde var. Yarında da olacak maalesef. Önemli olan çok çalışarak, katma değer üreterek, kendimizi ve toplumumuzu iyi eğiterek, sıkıntılarımızı minimize etmek hedefimiz olmalı. Bir ömür hayatı kendimize cehennem etmemize ne gerek var velhasıl.
 
Sonuç olarak; algı operasyonlarının, tezviratların ve negatiflik hastalığının, sağlığımızı, moralimizi bozmaması için millet olarak elimizden gelenin en iyisini yapmak görevimiz olmalı.
 
Bir de ülkemizde, doların yükselişi gibi istenmeyen durumları gördükçe ağzı kulaklarına varan insan modelleri var. Bunları da ileriki yazılarımda ele almayı düşünüyorum kısmetse. Sağlıcakla kalınız.
 
İlkay Coşkun
25.11.2018

Yazı No: 1
http://www.yenidogruhaber.com/