Çanakkale Şehidime
Mektup
vatan, bayrak, din, iman
vazgeçilmezlerimiz
bu uğurda toprağa
düştü binlerce askerlerimiz
On
beşinde, on altısında, on yedisinde, kısaca baharında Mehmed’im. Yıl 2015. Sen
şehit olalı yüz yıl oldu. Yüzler, çehreler değişti o biçim. Köprülerden çok sular
aktı. Mezarı bile olmayan Mehmed’im. Cephede, yokluklarla verdiğin savaşta ki gürleyişinin
üzerinden bir asır geçti. Sizleri tanıyan nesiller, birinci nesil torunların
belki de kalmadı.
elinde al bayrağın, dilinde Allah Allah sesleri
Çanakkale’de, Yemen’de, Kore’de, bilmem daha nerde
koynunda hasretinin resmi, yüreğinde sıla özlemi
dillere destan, hem şehit, hem gazi aslan Mehmed’im
Her
sene 18 Martta Anzakların uğrak yeri oldu şehidimin şehitliği. Kanıyla
yoğrulmuş topraklarda şafak ayinleri yapmayı adet edindiler. Kardeşlik adına,
barış adına, sarhoş, ayyaş görüntüler vermeye başladılar senin şehit olduğun
vatan toprağında. Olayın bu yönü iç burkuyor.
Diğer
yönü; Anzakların her sene ülkemize ayin yapmak için gelseler dahi, tarih
bilgisi zayıf olan, balık hafıza ile dolaşan yeni neslimize, Çanakkale
gerçeğini hatırlatıyorlar. Yoksa önemli olan bu savaş bu günde, bu kadar canlı
anılmazdı. Bu açıdan Anzaklara bir teşekkür etmemiz gerekiyor. Gençlerimize
Çanakkale’yi diri tutturdukları için. Onlar binlerce kilometreden geliyorlar, ‘hadi bizde turlarla da olsa Çanakkale’ye
gidelim’ düşüncesini oluşturdukları için.
bizler
için dağları mesken tuttun
hainlere
göğsünü siper ettin
yedi
düvelde, din-i İslamı şahlandırıp,
Türk’ü,
İslami taçlandırdın, ey Türk askeri
Kurt,
kuzundan yavru doğurdu Mehmed’im
Kurt,
kuzu kardeş oldu Mehmed’im
Kimilerimiz,
İngilizlerin, Anzakların aynalarından dünyaya bakmaya başladı.
Kimilerimizde,
zengin Ermeni yağlı keteleri yemeye başladılar.
Evleri,
son model arabaları, telefonları oldu birçoklarının.
Basitliklerle
hemhal birçokları. Ama her türlü olumsuzluklara rağmen, vatanın, dinin
kıymetini bilen nesillerin de var Mehmed’im.
yüreğimdeki
ağıt, Türkün kanı
gazilerim
şenlendirir vatanı
gözünü
kırpmaz feda eder canı
şerefime
değer katandır, şehit
Efsane
oldu, Koca Seyid, Hüseyin Avni, Şehitler Alayı, Kınalı Hasan, Yahya Çavuş ve
daha niceleri.
Tanrı
Dağı kadar Türküz, Osmanlıyız, Selçukluyuz dedik
Hira
Dağı kadar Müslümanız dedik
İdealleri,
ülküleri her şeye rağmen yaşatmaya çalışmaktayız
sen
savaşı kazandın, bizde kazanmaya çalışıyoruz şehidim
Sen
hak ettin övgüleri, sen rahat uyu Mehmed’im
şanlı,
şerefli, kahraman Mehmed’im
şanlı, şerefli, kahraman ŞEHİDİM
Çanakkale savaşının 100. yılını idrak ettiğimiz şu
günlerde, vatanımız, ülkemiz için verilen bunca bedelin kıymetini daha iyi
bilmemiz temennisiyle. Bir şiirimle yazımı sonlandırmak istiyorum.
Şehit Anası
…
ah anam, ah!
ciğer parem,
hayatın bütün yükü sırtında
soğuk betonlar yürüyor
üzerine
çoğalan geceler çekiyor
hasretini
…
lodos uğultusu vurmuş
pencerene
avuçlarında
sakladığın gözlerin çiğ
bir hıçkırık dağlanmış
yüreğinde
göz kapaklarına
gizlendi sonbahar hüznü
…
şehidinin özlemi,
ılgıt ılgıt sinene akıyor
duyguları, mezar mermeri üşümelerinde gizli
hayalinde bir kahraman
asker bekliyor
yüreğini
dağlayan, ne mermiler yağıyor
…
içindeki bozgun capcanlı,
dörtnala
öfke dolu savaşa,
silaha ve namerde
bir ışık var
özgürlüğe, barışa ve sevgiye
biraz güneş
çalalım kalan yazdan, karanlığa
…
ateş düştüğü yeri
yakmışken, en acısından
kış, dolu dizgin
gelmişken bütün zemherisiyle
gökyüzünü, karanlık kuytu kızıllık kaplamışken
bir buselik sevgi
sunalım şehidimin anasına
…
dağ üzgün, ova
üzgün, analar üzgün
yalnızlığın soğuk
kanatları, sinelerde kalan
umutları yitirmez
yine zahit gönüller
anaya bir evlat,
bir ışık olalım
…
elde kalan
şehidimin gururu
toprağa düşmüş
aslanımın mekan-ı cenneti
bedeli ödenmiş
vatanımın kurbanı
geleceğimizin
solmayacak umudu
…
bütün evlatlar
kurban olsun bu vatana
ne güneşler
battı, ne güneşler doğacak
kınalı kuzun
gönüllerde, efsanen dillerde
bir şehit var
binlerce evladın dimdik gerisinde
göğsünü bu vatana
siper yapmakta
ağlama yiğit
anam, sen ağlama!
İlkay Coşkun
Sivas İrade
Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder