2 Ekim 2014 Perşembe

Büyük Müsün Derdin Var!

Büyük Müsün Derdin Var!

Ne çabuk büyüdük. Ne ciddi insanlar olduk çıktık. Ütülü elbiseli, kravatlı beyler ve şık hanımlar.

Kurduğumuz hayalleri gördüğümüz rüyaları unuttuk adeta. Onların yerine hiç ilgisi olmayan bir düzende bulduk kendimizi. Şimdiki çocuklar nasıl da çabuk büyüyorlar. Onların bizler gibi küçük ama dünyalarını dolduran hayalleri yok. Üstleri bizim gibi kirli değil. Çoğu ne toprakla, nede çamurla oynuyorlar.

Kalabalıklar içerisinde kaybolduk adeta. Çok şey dinliyoruz ama kendimizi dinlemez, dinleyemez olduk. Dünyamızda her şey var ve bizler o var olanların peşinde ne çok koşar olduk. Makinelerle yarışır olduk. Bizle hep var olanı yani o saf hayallerimizle beslediğimiz, içimizdeki çocuğu bu yüzden ihmal ettik. Çocuğumuz oldu ama nedense çocukluğumuzdaki gibi büyütemedik onları. Yarınlarının endişesiyle önce okul dedik iş dedik ve anı unuttuk, yaşatamadık onlara. Bu sitemim öncelikle kendime, sana, ona velhasıl hepimize. Beyler, bayanlar unutmayın, bizlerde bir zamanlar çocuktuk.

Mutluluk bu ya sevgiyi çoğaltmak, olanı paylaşmak, anı doya doya yaşamak.

Ah ne güzel olurdu, ıslık çalarak tarlalarda dolaşmak. Paçalar toz, çamur içinde ama kimin umurunda. Ah ne güzel olurdu, zig zaglar çizerek yollarda yürüyebilmek. Sabahın ilk ışıklarıyla kalkıp, işe gider gibi oyuna gitmek. Biz öyle çeşit çeşit kahvaltı da istemeyelim. Annemizin yaptığı yağlı çörek, yetsin de artsın bize.

Ne güzel yağmurda yağmış. Etrafa yayılan koku buram buram toprağın kokusu. Annemizin kızmaları kulaklarımızda, “Üstünü başını kirletme” uyarısı, büyüklerde ne çok kızıyor ama erik, kayısı ağaçları da bizi bekliyor, haydi tırmanmaya. Çimlerin üzerinde güreş tutarken, kızlarda bizi seyreder. Sıkılınca da top ya da ip oynarız. Çelik çomak da oynarız başka bir gün. Birde akan derede yüzdük mü, akşamı etmişiz demektir.

Ne olur ki en kötüsü üstümüz başımız yırtılır, ayakta, kolda, yüzde birkaç çizik. Ne olur ki akşam kulaklarımız çekilse. Ne olur ki bir öğün yemek cezamız olsa.
İşte böyle dostlar…

Ha unutmadan, sapadan atım da vay benim.
ali, ayşe, hayun, ayteen hadiii, geçin ayabaya.
Sopadan atım yola çıkıyooooo…

İlkay Coşkun / 01.10.2014 / Yazı No: 14

İrade Gazetesi - Büyüm Müsün Derdin Var - İlkay Coşkun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder