İtibar
İtibar anlayışı çok farklı, değişken anlamlar
içeriyor. Kime göre, neye göre, hangi ortamda ki şartlara göre itibar?
Karnı doyan, güvenliğini sağlamış, azda olsa
özgürlüğüne kavuşmuş olan insan için itibar önemli hüviyetlerden biri gibi gözüküyor.
İtibarlı olmanın olumluluğu kadar itibarsız olmanın olumsuzluğu birbirini iten
mıknatıs gibidir. En belirgin anlamda esnafın itibarı veya itibarsızlığını gözlemliyoruz.
Değer, kıymet, ayar gibi derecelendirme yapan sözcük
sınıflamaları da beraberinde getirir itibarı. Kabul görmüşlük toplumun
yargılarına, anlayışlarına, kültürüne, yaşanmışlıklarına ve bunun gibi birçok
vasıflara göre şekillenir. İnsanın ilk oluşumundan beri gelen bu silsile, ilahi
olan ve ilahiliklerin dışında ki inanışlarla da kendini tamamlar. Fizyoloji ve
ruh bütünlüğü çerçevesinde kimliğini bulur.
Nasıl ki insanın şeytani kaba olan yönü insanı hep
olumsuz istikamete sürüklediği gibi, bunun tam tersi olan yapıcı, olumlu
hasletleri daha genel ifade ile meleki yanları büyük resimde ki yerinin
şekillenmesinde en önemli etkenlerdendir.
Geniş perspektifte bu olayın kritiğini yaptıktan sonra
gelelim şiirin ve şairin itibarı mevzusuna. Şiir ve şair toplumun
dinamiklerinden birisidir. Toplum içinde şiir yazan, kendini şair gören hatırı
sayılır bir zümre var. Coğrafyalara göre bazen az bazen çok değişkenlik
gösterse de şair ve şiir hep olagelmiştir.
İçli, duygulu zarafetli şair, tabiatı, insanı, aşkı,
sevgiyi imbikten süzer adeta. Türlü türlü rayihalarla, renklerle, karıştırıp
şerbetler gözlemlerini. Müzikle, raksla, sözle dünyamızı daha şen yaşamanın
ipuçlarını dizer satırlara. Maddeye sahip olan insan mana aleminde daha çok
kendini bulur bu şekilde.
Daha güzelini, en güzelini yazmaya çalışan şair bir
ömür başkalarıyla yarışır gözükse de kendisiyle yarışır adeta. Bu yolda emek
veren şair ve şiir bu vesile ile pişer değer bulmaya başlar. Kendisini bulmaya
başlayan şiir sever için kıymettir itibardır bu durum.
Nasrettin Hocanın, `Ye
kürküm ye` benzetmesi gibi kişilerin dış görünüşüyle değerlendirildikleri
bir toplumda, şair maddeyi aşıp mananın anlam bulduğu bir istikamete sürükler
okuyucuyu ve yoluna böyle devam eder.
Huzura kavuşma, huzurlu kalma çabasında olan şair,
kelimelerin raksında kendini yaşar bir yerde. "Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar şairin. Sussan
acıtır, konuşsan kanatır" diyen Oğuz Atay gibi acıları depreştirir,
hüzünlere tercüman olur kimi zaman şiir. “Gök
kubbenin altında söylenmedik söz kalmadı” sözünün üzerine yatmaz yeni
arayışlardadır şair.
İtibarı arayan şair ve şiir, bu amacın peşinde koşar belki
de. Gizliden veya alenen olabilir bu çaba. Kimi kazanır kimi bulamaz ama
çabalar insan, çabalar şair. Saygı duyulmak ister şair, sevilmek ister. Şiirinin
kabulüyle, dünyanın en iyi mısraların sahibi olmak ister. Daha genel ifade
ifadeyle, ölümü bile bile baki kalmak ister şair şiiriyle.
Şiirle kalınız.
İlkay Coşkun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder