Gördi anlar haşr ü neşri nefha-i sur olmadan
Hak cemâlin ka’besini kıldı âşıklar tavaf
Yerde Ka’be gökyüzünde Beyt-i ma’mûr olmadan
-Şems-i
Sivasi-
Merhaba sevgili dostlar.
Âlim ve mutasavvıf Şair Şemseddin Sivasi anısına
tertiplenen 2015 yılı 5 Aralık günü Buruciye Şiir Akşamlarının dokuzuncusu
gerçekleştirildi. Aynı zamanda geceye katılan seçkin şairlerimizin yer aldığı
her yıl olduğu gibi bu yılda Buruciye Şiir Antolojisi hazırlandı. O günün
anısına hazırlanan güzel bir antoloji de geceye katılan tüm misafirlere hediye
edildi. Sivas Belediyesinin katkılarıyla
çıkartılan kitabı Eyyüp Tanyıldız Bey tarafından hazırlanmış. 150 sayfa
civarında ve 23 seçkin şairin şiirlerinin yer aldığı güzel bir antoloji kitabı
olmuş. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Sivas Şube Başkanı Prof Dr. Alim Yıldız,
Murat Kıral ve Eyyüp Tanyıldız hocalarım başta olmak üzere emeği geçen herkese
teşekkür ederim.
17 Aralık Şeb-i Arus’un yaklaştığı şu günlerde
şairlerimizin aşkı anlatmalarını, aşkla yolculuklarını kısa mısralarıyla
sizlere sunmak istiyorum. Şiir gönüllerde açan bir çiçektir. Sizde buyurun
çiçek bahçemize çiçek toplamaya.
Birçok şeyi aşkla yapan insan, şiiri de aşkla
yazar. Aşkla yazılan şiirler güzel olur
ve çok daha güzel anlamlar taşır. Aşkın en önemli unsurlarından birisi,
tezahürü yârdır. Bu aşk zaman zaman dünyevi aşklar olsa da asıl olan ilahi
aşktır. Her şairin şiirlerinin bir tarafında hep aşk vardır. En azından aşkla
yazılan şiirleri vardır şairlerin. Sözün hası olan şiir, şaire aşkla yazdırır
satırları, mısraları. Mecazi aşktan hakiki aşka döner şair, sonsuzluğa kulacını
atar. Şiirden şuura erişebilmenin gayretini güder. Her aşk can yakar her âşık
vurur dağa ne dersiniz? Buda olayın
başka bir boyutu.
“Aşk var
nasipte madem lutf eyle bana ey yâr
Bir ham hayal
peşinde gezdirme diyar diyar” (Abdulhakim Koçin)
Aşk çilelidir. Çile, aşka ulaşma çabasıdır. Aşk, kolay
olsa idi aşk olmazdı.
“Bir yar
kıyısındayım yârim
Bozgunlardan arta
kaldım üzgünüm
Depremlerden
yorgun düşen ev” (Alim Yıldız)
Aşk iz bırakır yaşayanda, bu iz çile izidir.
“Aldırma geç
gönül
Bu güzellik
kimsede baki kalmaz
Her yüze bir
gün dertle incelen çizgiler gelir” (Alper Duran)
Aşkı tarif eden şair imajlarında hep sevgiliyi ele
alır.
“Kutsanmış
bir mermidir aşk/ yarasından yar sızıyor” (Bilal Tırnakçı)
Aşkı efsaneleştiren olgu kavuşamamadır.
“Bırak
Karabağ’da ahdini/ Aşkın saçılsın geleceğe/ Kalbi olan/ Ağlayan
Bir göz resmi/
biçiminde” (Cumali Ünaldı Hasannebioğlu)
Aşk hep tarif edildi. Her şair aşkı anlattı. Hiçbir
şekilde de tam olarak tariflenemedi aşk.
“Aşk/ Bir
ayrılma anında kaldırımda
Karşıya geçip
hızla döndüğünde
Gitmemiş
olandır” (Hayriye Ünal)
Aşk, umudu, kavuşmayı hep içerisinde taşır. Gönül hep
arama halindedir.
“Acılar
amansız bir sancıyla kanatır hep yaralarımı
Onulmaz
derdimin şifasını senden, senden sorsam
Bilmiyorum,
isteğim duvarları aşıp gelir mi sana
Çare olacak
bir nefesin, bir sözün, bir sesin duysam” (İbrahim Yasak)
Sevinci her şeye rağmen taşır âşık. Maşuk her dem
umutludur.
“Sen de olma
artık demeyi kırka dayanmışken
Gel dememeyi
yutkunmadan hiçbir zaman
Bir de
kederli parklarda durup dururken
Öğrendiğimde
tırnaklarımın ucuna indi kan” (İdris Ekinci)
Her toplum, her birey aşkı farklı farklı yaşar ve
farklı algılar.
“Meşkle
yoğrulup sonsuzluğa susamışken
Ne mutlu ki
aşk yolunda bu şehir” (İlkay Coşkun)
Maşukun bir gülümseyişi bile çok kıymetlidir âşık
için.
“Öylece
kurtuluyor ruhum kabuklarından
Senin gülümseyişin
Şairin kaçmak
için tutunduğu tek zindan (Mehmet Aycı)
Aşk verebilmektir. Büyük aşk için küçük aşkları gözden
çıkarabilmektir asıl olan.
“Senin bir
tek hatırana/ Bütün aşklarımı vermeliyim
Kendimi,
kalbimi/ Ve kederli ve memnun türkülerimi” (M.Ragıp Karcı)
“Ben
doğmuşsam sen haber ver
Emdiğim sütte
var mı kalbinin izi” (Mustafa Aydoğan)
Allahın lütfü olan aşk aynı zamanda kulluğun
idrakidir. Kulun kemali aşk iledir.
“Varlığı
kucaklayıp yokluk çerçevesinden
Ebediyen
sıyrıldın ayrılık kisvesinden
Hasretle
yürüdüğün vuslatın zirvesinden
Bir demet dua
yolla gönlüme aşkla şair
Selamın
sabrın olsun, cümle alem vesair” ( Nuray Alper)
“Serin ikindi
esintisiyle/ Kırpıştırıp iri kirpiklerini
Yüzünde aşk
aydınlığıyla/ Dönsün, şifadır
Unutuşun
yarasına ve kaybedişin” (Şaban Abak)
“Gittin
gideli sevgili/ Hasretin büyütür kuşluklarımı
Sanma ki
vuslat erimiştir/ Hüzün taşınmıştır yüreğimden
İşte
yollardayım/ başparmağım göğe doğru” (Şeref Akbaba)
“Şimdi dağlan
kalbim dağlan
Aşkları yağmalanmış
her ülke için dağlan” (Talip Işık)
“Sevenler
seslense de puslu dağlardan
Zakkumlu
bahçeler göle düşen yapraklar gibi sessiz” (Uğur Tuztaşı)
“İlkel
zamanlardan kıyılara vuran
Kayalara
yapışmış denizyıldızları
Açığa çıkar
öğrenelim
Çarpa çarpa
büyüdüğün bir dağ
Sadakat
köşesi” (Ümit Güçlü)
“Saçların
ıslak/ gözlerin sürme
Bırak kalayım
izinde/ bizi öldürme
Düşeyim yollarına/
aç, susuz beş parasız” (Ünal Torun)
Kaybetmenin acısı sardığında aşk kalem tutturur,
döşetir satırları.
“Sarmaşıklı
verandada yitirdim
Alnına
kardelenler düşürdüğüm aşkını
Çatılmış
kaşlarınla kırdığın kalemimden
Zamansız
ayrılıklar süzüldü göl sazlığına
Akşamın
nârından medet ummam bundandır” (Vildan Poyraz Coşkun)
“Belki de
gelip geçmemiştir zaman cürmümüzdür geçmişle aramızda
Tedbirlerim
ele avuca sığmaz kalp çırpışlarım kimsesiz bir nedametle
Öylesine
yaşayıp öylesine ölenler için bir müzik doğacak yeni, yeniden
Akşam, nerde
olursan ol kim olursan ol yine akşam, bu kalır hatırda” (Vural Kaya)
“Bir sevdaya
uzattıysan boynunu, kumdan zemzem fışkırır
Sen sus ey
şiir!suss../ her şey sussun/ bazen sığmaz insan kendine” (Yusuf Bal)
“Ekmeğimiz
bereketli, sevgilerimiz sadıktı
Kirlenmeden
önceki saflık ve savunmasızlıkla
Ve bilemeden
ne olacağımızı
Severdik,
sadece severdik
Sevilecek ne
varsa hakkını verirdik” (Zeynep Akkiraz Ayhan)
Şairlerin şiirlerinde biraz hüzün, biraz umut olsa da
daha çok aşk vardır. Özellikle ilahi aşk hep vardır, hep olacaktır. Sağlıcakla kalınız.
İlkay Coşkun
İrade Gazetesi, 09 Aralık 2015 - Yazı No: 76
İrade Gazetesi-2015 Buruciye Şiir-İlkay Coşkun-09.12.2015
İrade Gazetesi-2015 Buruciye Şiir-İlkay Coşkun-09.12.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder