25 Temmuz 2016 Pazartesi

Milletin Gücü

Milletin Gücü

Merhaba dostlar.

Yaşadığımız darbe teşebbüsü adı altındaki devleti işgal hareketi sonrasında milletimizin kenetlenmesine şahit olduk 15 Temmuz gecesinde. Darbe adı altındaki işgale karşı koyarken kendi payına düşen görevi zamanında ve hızlı bir şekilde, ölümü göze alarak yerine getirmesi geleceğimiz ve umutlarımızı yeşertti, bizlere güç verdi. Vatanın, vatan hainleri tarafından işgali karşısında milletimizin gösterdiği karşı duruşu çok önemli. O gece domino etkisi yaptı bu ilk karşı koyuşlar. Her saat her dakika halka halka bu mukavemet güçlendi. Ta ki darbe kalkışması püskürtülene kadar.

Milletin gücünü küçük gören, değersiz addeden her zaman ki bilindik savlarını savurdular yine. Dalga dalga yayılan milli güç karşısında bu çevrelerin çıkışları bu noktada komik ötesiydi. Bu bağlamda milletin gücünün önünde her zamanki gibi yıkılmaya mahkum bir set gibi yerini almaya çalıştılar yine. Birlik ve beraberlik içerisinde olunması gereken bir zamanda bazı çevrelerin darbe karşıtlığını ifade ederlerken ama-fakat-lakin içeren cümleler kurmaları ne acıdır. Millet, bunlara daha önce uyanmış bir halde takip etmektedir. Ülkenin bu zor zamanında darbeye muhatap olan hükümetimize, cumhurbaşkanımıza ve milletin büyük bir kesimine eleştiriler getirmek, hainliklere gerekçeler üretmek hainlikle eş değerdir.

Dışarıda yazılan oyunu, ülkenin kendi insanlarına oynatılması ne yazık. Ortadoğu’yu şekillendirmenin son ayağı idi Türkiye. Irak, Libya, Mısır ve en son Suriye birçok gerekçe ileri sürülerek -sözde demokrasi getirileceğini vaat ederek- müdahalelerini hepimizin gözü önünde açıktan yaptılar. Türkiye’nin son on yılda kazandığı ivme ile birlikte demokrasiye tam bağlılığı noktasında hiçbir bahane ortaya koyamayan bu güçler, Ortadoğu planının bu son ayağında böyle bir yol izlediler.  İçerinin, kendilerini perde arkasına gizleyen dışarının bir araya gelerek oluşturduğu büyük bir o kadar da tehlikeli bu kumpasın, milletimiz tarafından nasıl boşa çıkarıldığına canlı şahidi olduk. Tankın altına yatan, üzerine çıkan, mermilerin önünde duran insanımızın kahramanlıklarını yazacak tarih. Bir kez daha şahit olduk ki yıllar geçmiş olsa da millet olma şuurumuzu hiç kaybetmediğimizin farkına vardık.

Kimi zaman işbirliği adı altında kimi zaman zaaflarını kullanarak eğiterek, etkileyerek, para vererek kendilerine hayran bırakarak darbecilerin ruhlarını satın aldıklarına şahit olduk. İşin komik tarafı bu satın alma işini bu güçler 1 dolarla yapmaları. Yakalanan bu örgüt üyelerinin üzerlerinden çıkan 1 dolardan bahsediyorum. Öncesinde şaşkınlıkla karşılanan bu durum sonrasında anlaşıldı ki kendi aralarında kullanılan bir sembol imiş. Dudak uçuklatan bir hiyerarşiyle karşı karşıyayız. Örgüt üyelerinin her birine verilen 1 doların üzerinde bulunan ve her hanesinde ki rakam o üyelerin örgüt içerisinde ki hiyerarşilerini gösteriyormuş. Örgüt üyeleri üzerlerinde taşıdıkları bu parayla birbirlerinden haberdar oluyorlarmış. Yani bir nevi aralarındaki parolaymış. Bu ifadeleri destekleyen en önemli görüntü o meşhur düğünde darbeciler tarafından yanlışlıkla yere yatırılan bir örgüt üyesinin, cebinden çıkardığı 1 doları göstererek-bende sizdenim- dediği görüntü sonrası bu şifre çözülmüş. Yaşadığımız bu olayın basit bir darbe kalkışmasından öte ülkenin toptan işgalini hedefleyen bir hareket olarak tarihteki yerini almıştır. Gerçekleştirilmek istenen bu süreçte Abd-İsrail-Siyonizm-batılılar için, ülkemiz insanının dindar, milliyetçi solcu, parti, cemaatçi olmasının hiç fark etmemiş olduğuna şahit olduk. Kuran-ı Kerim’de geçen, “Akıl etmez misiniz, düşünmez misiniz” uyarısının ne kadar önemli olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyoruz.

İşgal kalkışması sonrasında sağcı, solcu, milliyetçi, dindar, ülkemizin tüm etnik kökenli vatandaşları işgale, karşı duruş sergiledi. İnsan olarak iktidar ya da muhalefete kafadan kötü demememiz gerektiğini bir kez daha görmüş olduk. Ülkesinin ve milletinin tarafında olan bir insanın iktidar veya muhalefet partili olmasında ne mahzur olabilir ki? Yaşadığımız bu süreçte gördük ki dengeler açısından bazen partilere dağılmış güç bir araya geldiğinde süper güç olabiliyor. Tarafın en büyük kısmını iktidarın devamını muhalefetin oluşturmasının o kadar da önemli olmadığını gördük. Darbe kalkışmasıyla alakalı birçok gezici zihniyetlerden şehir efsanesi türetildi yine. Bu efsaneleri üretenleri ve ürettikleri efsanelere -söylediklerine kendilerinin bile güldüğü- burada değinmeyi bile gereksiz görüyorum.

Elbette ki insanların partileri, tarafları veya tarafsızlıkları olabilir, olacaktır da ama Ak Parti, MHP veya CHP karşıtlığı vatan millet sevgisinden ve şuurundan alıkoymaması gerektiğini gördük. Vatan sevgisi her şeyin önünde olmalı her zaman. Gerek içeriden gerekse de dışarıdan gelen operasyonlara karşı sağlam duruşumuzu birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek gerçekleştirebiliriz ancak. Başlangıç adımlarının 40 yıl öncesine dayanan bu ihanet yapılanmasının çözülme süreci, sancılı geçeceğinin sinyallerini alıyoruz. Devleti örümcek ağı gibi saran bu örgütün izlerinin silinmesi için topyekûn bir yapılanmaya gidilecek. Uzun ve titizlik gerektiren bir yola giriyoruz. Allah kolaylık versin tüm çalışanlarımıza.

Milletin gücü ve milletin adamı olma kavramının yeni farkına vardık. Yerli ve milli olmanın ne kadar kıymetli olduğunu anladık anlamasına da çok acılı oldu. Güzel olansa bu günlerde yerli ve milli olmanın haklı gururunu yaşadık. Tankın, topun, silahın önünde yüreği ve cesaretiyle duran milletimize selam olsun. Acıyla gururla anacağımız bir 15 Temmuz yaşadık.
Sağlıcakla kalınız.

İlkay Coşkun
İrade Gazetesi / 27 Temmuz 2016 - Yazı No: 110
İrade Gazetesi-Milletin Gücü-İlkay Coşkun-27.07.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder