9 Eylül 2016 Cuma

Dersimiz Vatan

İrade Gazetesi - PDF Kitap - İlkay Coşkun
--
-----------------------------------------------------------------------------------------

Dersimiz Vatan

Merhaba dostlar.

15 Temmuz kara gecesi belki de son yüzyılın en hassas demokrasi gecesiydi. Şafağında selamete çıktık çıkmasına da kanımızı donduran bir hainlik de gün yüzüne çıktı. Ülke ve millet olarak çok büyük dersler çıkarmamız gereken anları yaşadık. Binlerce nasihatin yerine geçen bir musibetti yaşananlar. Millet ve devlet olarak şapkamızı önümüze koyup nerelerde yanlışlar yaptık, bunun muhasebesini yapmamız gerektiğini fazlasıyla gördük.

Eğitim, eğitim, eğitim…

Doğumla birlikte başlayıp ölüme kadar doğru, ahlaklı, vicdanlı, hümanist, dini, milli bir eğitim. Darbe teşebbüsünde bulunan bu kadar çok generale, Nato’nun verdiği eğitimleri ve maddi imkânları duru bir hafızayla sorgulamamız gerekiyor. Kendi milletine şuursuzca silah doğrultabilmenin altında yatan nedenleri irdelememiz gerekiyor. Okullarımızda vatan sevgisini konu alan derslerimiz var ama menfaatler gereği bu sevginin yıllar içerisinde bir kenara konmuş olmasına şahit olduk ne yazık ki. Globalleşen dünyaya uyum sağlamanın yanında milletin öz değerlerini, milliliği, vatan sevgisini ve olgusunu muhafaza etmemizin gerekliliğini öncelikli olarak gördük. Hangi menfaat gereği göz ardı edildi bu değerler irdelememiz gerekiyor.

Güvenlik, kültürel ve ticari anlamında uluslar arası birliktelikler elbette ki olacaktır ama bu birlikteliklerde, milli kimliğimizle etkin, yetkin ve dimdik olabilmeliyiz. Bu olay sonrası Nato gibi üyeliklerimizi ciddi anlamda sorgulamamız da gerekiyor. Eğer üst düzey general düzeyindeki askerlerin, Nato’dan gizli veya aleni olarak aldıkları yüksek miktardaki paralar bilinirken, bu insanların minnet ve menfaat duygusuyla nasıl hareket ettiklerini çok acı bir şekilde fark ettik. Alınan bu paralar kamuoyuna eğitim, proje gibi masum gözüken kanallarla aktarılıyor gibi yansıtılması ise işin cabası. Bu durum menfaatleşen ve parayı alan insanda o ülkeye hem hayranlık duygusunu hem de minnet duygusunu geliştiriyor. Nato ya da benzeri oluşumlardan alınan tüm bu paralar kişilere değil de devletin kasasından sonra gerekli yerlere ve bireylere iletilmesi daha uygun olacaktır. Böylelikle Nato gibi kurumlarda görev alan kişiler, başka oluşumlara değil de kendi kurumlarına gönül bağıyla bağlılığı artacaktır. Nihayetinde kişi kendi devletine hayranlığı gelişecektir. Bu verdiğim örneği devletimizin üst kademelerinde olup da bu tür yüksek rakamlar alan geneli içinde geçerlidir.

Gerek askeri gerekse de sivil darbeleri tamamen ülke gündeminden çıkarmak bu kadarda zor değil. Bu noktada yol ve yöntemler bellidir. Japonya, Almanya gibi gelişmiş ülkeler bu riski nasıl minimize ettilerse, bizde alınacak ve alınmaya çalışılan tedbirlerle bu ihtimali ortadan kaldırmalıyız. Hükümet bu olaylar sonrasında aldığı OHAL kararıyla, darbe zeminini ortadan kaldırma adına kalıcı tedbirleri hızlı bir şekilde almaya başlandı ve kararlılıkla devam edeceğini umut ediyorum.

Devletimizin her kademesinde görev yapan her bireye şu duygu verilmeli. Elde ettikleri makamlar, rütbeler, geniş imkânlar kendi harikalıklarından, kendi kerametlerinden çok devletimizin büyüklüğündendir. Üst düzey görevlere talip olanlar kerameti kendilerinde görmeyip milletin gücünde sinerjisinde aramalıdırlar. 15 Temmuz gecesi görüldü ki devletin tüm donanımlarına sahip bazı üst rütbeli askerlerin hain, asgari ücretle zar zor geçinen binlerce vatandaşımızın şehitliği isteyecek kadar vatan sevgisiyle yanıp tutuştuğunu gördük. “Ev kira ama vatan bizim” yazan bir pankartta gördük ki milletimizin üzerine millet yok. Demek ki vatan sevgisi imkanla, maaşla, mevkiiyle sağlanamıyormuş sadece. Devletimiz kod ayarlarını gözden geçirmeli. Devleti güç odakları, eğilimler üzerinden değil de artık kendisi yönetmeli. Amerika ve Avrupa bizim idolümüz olmaktan çoktan çıktılar. Ekonomik gücümüz insanımızı kendine getirdi. Bu darbe girişimiyle sarsılmayan ekonomimizin kıymetini bilerek, rehavete kapılmayarak her zaman bir adım öne gitmeyi becerebilmeliyiz. Bizi işgal etmek istemelerinin temelinde bunun olduğunu unutmamalıyız. Bulunduğumuz coğrafya daima uyanık olmamızı gerektiren bir konum. Güçlü olduğumuz sürece ayakta kalabiliriz. Mücadele edebiliriz üst akıllarla ve piyonlarıyla. İnancımız ve ekonomik gücümüz bizi biz yapan temel güç olacaktır.

Çok net gördük ki en büyük ahmaklık, milletin karşısında olmak, değişik gerekçeler öne sürerek vatan hainliğine soyunmaktır. Bilmeleri gerekiyor ki 15 Temmuzdan sonra kahramanlık ve hainlik kriterlerini küçük gördükleri millet belirlemiştir ve hep millet belirleyecektir.

Velhasıl kim olursan ol, eğer vatan, millet, insan sevgisini kalbinde barındırmıyorsan gerisi boş.

Sağlıcakla kalınız.


İlkay Coşkun
İrade Gazetesi  .../ .../ 2016 - Yazı No: 111

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder