Sezdiren, ışık veren, ritmi olan
şiirleri severim. Duygusu tamamen içerisinden alınmış şiir bana tatsız tuzsuz
gelir. Şiirin derinliği olmalı. Ne bulmaca gibi aşırı dolambaçlı olmalı nede
sürekli nasihat vermeli insana. Şiir, durgun sulardaki sessizliği de taşımalı
kabarıp hırçınlaşa da bilmeli. Şiir, imge tadında olmalı. Şiir, sesi kulağa iyi
vermeli tırmalamamalı. Her dem taze şiir kıvamında olmalı. Ses uyumu ile konu
bütünlüğü ile ritmi ile derinliği ile verdiği haz ve heyecan ile iç içe olmalı.
Şiirin toplumcu ve faydacı rolü de olmalıdır muhakkak.
Şiiri gündelik hayat dilinden ayıran
söyleyiş farklılığıdır. Bu dil tabi ki şairler tarafından hayat bulur.
Söyleyişteki ahenk, imge, ses, derinlik ve üslup şiirin seviyesini belirler. İstanbul
Türkçesi ile kaba saba sinkaflı cümlelerin yer aldığı Türkçedeki ayırdı mı
pekâlâ görürüz. Şiir bu manada üst bir dildir. Az kelimeler ile çok şey
anlatabilme sanatıdır. Bu dil estetik ve sanatı her zaman beraberinde taşır.
Şiir üzerine yazılar, soruşturmalar,
mülakatlar Şiir tahlilleri olmalı. Yeniliklere açık olmalı. At gözlüklerini
takıp da bu işi sadece ben bilirim havasında olmamalı. Mütevazı olmalı.
Tartışmalara, polemiklere sebep olunsa dahi seviyesini kaybetmemeli. Tarzı,
kalitesi ve seçiciliği olmalı.
Şiir, daha çok mutsuzlukla ilintilidir.
Yârine kavuşmuş bir insan şiir yazmaktan daha çok mutluluğunu yaşar. Amacına
ulaşmıştır çünkü. Olsa olsa sevdiğine serenat yapar. Leyla ve Mecnun aşkının
efsaneleşmesinin sebebi kavuşamamalarındandır. Zorluklar, ayrılık, hüzün ve acı
daha çok şiir yazdırır şaire. Her ne kadar şiiri mutsuzluklar yazdırsa da şair
için şiir mutluluktur. Yaşanılmayanı yazmak daha çok yavan kalır. Aşkı,
ayrılığı, hasreti, acıyı, bohem hayatını yaşamak gerekiyor ki güzel şiirler
ortaya çıksın. Sıcaktan daha çok soğuk daha güzel yazdırır şaire.
Kişiye özgü, sıradan olmayan,
farkındalığı yakalamış ifadelerdir şiir. Bilgi birikimi, söylenen sözün derin
anlamı, söylemin kalıcılığı, sözün zekâ ürünü olması gibi birçok özelliği taşır.
Bu kimi zaman şiirde bir bukledir, kimi zaman aforizmik bir sözdür. “Bireysel söylem” de tutarlılık ve diğer
insanların gönlünde yer etmesi esastır. Bireyselliğin, bireysel özgürlüklerin
daha öne çıktığı günümüzde toplumcu şairlerin etkileri azalmış gözüküyor.
Özellikle sınıflar üzerindeki muhalif tavır her zaman olacaktır. Bu bağlamda
şairlere her zaman iş düşecektir. Şiirin ve şairin gücünü daha ön saflarda
görme isteğimiz ve çabamız hep olacaktır.
Şaire yazdıran unsurlardan biriside
gelecek kaygısıdır. Kaygı olumsuzluğu imler. Kaygı içerisindeki şair toplumcu
şiirler yazmaya yönelir. Bu bir nevi gelebilecek güçlükleri sezinleyerek
toplumu şiirle uyarma yönünde cereyan eder. Şair daha iyiye, güzele ulaşma
doğrultusunda hareket eder. Topluma karşı sorumluluk duygusu taşır. Bu hal tabi
olarak şaire çokça şiirler yazdırır.
Şiirle beraber bütün edebiyat dalları ve
sanat dalları gereklidir. Şiir, toplumun
dilinde zarafeti getirir. Şiir, toplumun dilini zenginleştirir. Daha genel
anlamda insanı zenginleştirir. Şiir bir nevi iletişim kanalıdır. Bu kanalın
kapalı olması büyük bir kayıp olur.
Kalın Sağlıcakla
İlkay Coşkun
27.05.2019
Yazı No: 26
http://www.yenidogruhaber.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder