Sinan
Ceran’ın ‘Suyun Suya Kavuştuğudur’ Kitabıyla,
Acıya ve
Zulme Karşı Şiirsel Direnişi:
Edebi Pankart ve Haksöz Dergisi’nde
de eserleri yayınlanan eğitimci-şair yazar Sinan Ceran'ın "Suyun Suya
Kavuştuğudur" adlı ilk şiir kitabı Eylül 2013 tarihinde
okurlarla buluşturuldu.
Halkların farklı direniş şekilleri
vardır. Bomba yağdıran, ölüm kusan savaş araçlarına karşı taş fırlatan sapanlar
gibi ya da sadece avuca sığabilecek büyüklükteki taşlar gibi. Direniş, diktayı
kabul etmemektir. Allaha kul olmanın asaleti ve duanın gücü ile kalplerde
yerini almaktır asıl direniş.
Bilmezdim taşı kavramadan önce/ bilmezdim, bir taş kaç uçak düşürür bahçemize/ başlangıç ‘Taş’ şiiriyle direnişin,
mücadelenin özetini, başka bir ifadeyle formülünü veriyor bizlere şair. Daha
büyük savaş araç gereçlerini değil de gücün yanındaki çaresizliği imliyor
adeta. Kâbe’ye gitmek için yola çıkan karıncanın, ‘Kâbe’ye gidemesem de, yolunda
ölürüm’ edasıyla, konuya ilişkin düşüncelerini etkileyici bir şekilde
resmediyor şairimiz, ilk mısralarında.
Her dem mücadeleyi hatırlatan şair, ‘İsyan
Gazeli’ şiiriyle, güncel bir konuya yani Suriye konusuna değiniyor.
Yaşamak için insan gibi/ ellerimi
verdim İbrahim, ayaklarımı/ yemyeşil gözlerini kızlarımın, oğullarımın/ masmavi
geleceğini/ ağlamıyorum, İbrahim ağlamıyorum/
Her satırda, sınırların olmadığı bir
dünya hayal etmektedir şair. Hepimiz Hz Âdem’in torunları değil miyiz?
Renklerimiz, milletlerimiz, farklılıklarımız, tanışmamız ve buluşmamız için
bizlere verilen bir nimet değil midir?
Bağ bahçe sulayanlar çok iyi
bilirler. Su kanalına bırakılan suyun ilerleyişinin ardından, daha küçük su
kümelerini harekete geçirişlerine şahidizdir hepimiz. ‘Suyun Suya Kavuştuğudur’ ile
küçük suların ummanlara kavuşmasını imliyor mısra mısra. Sınırlar çizdiler ya aramıza/ Çin
Seddi her yerde artık/ diyerek
şikâyetini tekrar eder ‘misak-ı Milli’ şiiriyle.
Hiçbir halkın acı çekmesini, zulüm
görmesini istemeyen şair, ‘herkes, kendi
ağlasın meydanlara’ mısrasıyla, mazlum
halklara çağrıda bulunuyor ve yeknesaklık yerine ‘biz’i öne çıkarıyor.
Nuh’un gemisinden tufanlara karşı verilen, benzer mücadeleyi örnekliyor
bizlere.
Bir telaş, bir telaş şimdi avuç
içlerinde/ kavramaktan yana taşı, kıvranan kıvranan/ bir hasta gibi ağrıdan, çığlık çığlığa
mezarlarda/ Ortadoğu, kırık kalbidir ümmetin/ mısralarıyla Ortadoğu gerçeğine değiniyor ‘Savlet’ isimli
şiirinde şair. ‘Şimdi Filistin askısıdır, senin de bileklerindeki’ mısrasıyla sonlandırıyor şiiri.
Acının, zulmün coğrafyası olmaz. Acı
her yerde acıdır. Zulüm her yerde zulümdür.
Çığlığını yüzüme afişleyen çocuk,
şimdi Kosovalı/ sizin için, içime mevzilenen bu kan sunağı/ mısralarıyla acıyan başka bir yanını da
imliyor şair.
Azıcık öldüm baba, yani biraz
eksildim/ kırıldığını görünce kolunun, Filistinli bir kardeşimin/ küstüm onlara
baba, parmaklarıma küstüm/ diyen şair kan kardeş olarak gördüğü
insanlarla aynı acıyı, aynı hüznü yaşadığını mısralardan yansıttığını
görmekteyiz.
Çuvaldızı başkalarına batırmadan önce iğneyi kendimize
batırmalıyız. Bunun örneklerinden birisi de Uludere’ye şiiridir.
Patlasın bombaları devletin/ gazete sayfalarında/ cami
avlularında/ bir askerin avucunda/ Allah
devlete zeval vermesin de/ Allah belamızı versin bu yolda/ mısralarıyla konuya ilişkin öz eleştirisini
yapıyor şair.
Mücadelenin en büyüğü en çetini, insanın kendisiyle
yani nefsiyle yaptığı mücadele olsa gerek.
Gözyaşımın izi kalacak yanağımda, ağzım bıçak
sırtı/ doğunun adağıydı ölüm, esmerliğiydi dağların, geçilmezliği/ soğuk resmim
yorumluyordu hançereme takılan nefesini/ izbe bütün sözlerimi yontarak
dağıldım, acıyan sesim/ yüzümü değiştirdim/
Zulümlerle ve nefis mücadelesiyle
dimdik ayakta durmayı önermektedir şair. Şiir kitabını ‘sabah içtiması’
şiiriyle bitirmesi ise anlamlıdır. Allah’ım/ kesilmesin diye rüzgârımız/ tam
tekmil/ ayaktayız/
Hayatın merkezinde yer alıp, suya
sabuna dokunan, güncel ve sosyal sorunları içerisinde barındıran şiirlerin yer
aldığı ‘Suyun Suya Kavuştuğudur’ şiir kitabının, okurunun bol olmasını
temenni ederim. Bu vesile ile şairimiz Sinan Ceran Bey’i kutlarım.
Savaşsız, acısız, zulümsüz
bir dünya hepimizin ortak dileği olmalıdır. İyi bayramlar.
İlkay Coşkun
İrade Gazetesi / 31.07.2014 / Yazı No:5
ilkcoskun@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder