6 Nisan 2015 Pazartesi

Söyleşi Tadında Şiir Anlayışım

Söyleşi Tadında Şiir Anlayışım

Birçok şair gibi bende lise yıllarımda yazdığım aşk şiirleriyle başladım bu serüvene. Öğrenim yıllarımı tamamladıktan sonra daha çok vakit ayırdım yazmaya.
Bilonsa üçüncü şiir kitabım. Şairin kendi şiirlerini değerlendirmesi zor zanaat. Serbest şiirlerimin yanında görsel şiir çalışmalarına da yer verdim. Bilonsa ve bir önceki şiir kitabımda on beşin üzerinde görsel şiir mevcut. Okurlar ve eleştirmenler nezdinde, söyleyiş özelliği bakımından geleneksel şiire yaslandığım söylenmektedir. Bilonsa şiir kitabım hakkında  ‘Şiirin ne olduğunu kavramış bir şairden eli yüzü düzgün bir çalışma’ değerlendirmesi almıştım. Bu değerlendirme size bir fikir verir mi bilemem. Bir başka değerlendirme ise ‘Şiirde ilginç ve cüretli bir adım’ değerlendirmesi. Bunları sizlerle paylaşmamdaki gaye; benim neyi sunduğumdan ziyade, şiirlerimle buluşan okurların ne algıladığıdır. Eserler sizden çıktıktan sonra neyi sunduğunuzun ne düşündüğünüzün bir anlamı kalmıyor. Eser artık okurundur ve sizi her okur, farklı yerlere koyabiliyor. İşte bu düşünce yapısı benim şiir anlayışımı ortaya koyuyor. Şiirlerim hiçbir zaman keskin düşünce sınırlarında olmamıştır. Aksine okuyucunun anlamlandırmasıyla şekil alan bir çizgide tutma gayem var. Benim bir başka dikkat ettiğim nokta ise şiirlerimi inşa ederken sıradanlıktan kaçınmaya çalışıyorum. Şiirler arası geçişlerde farklılığı yakalayıp, okuyucuyu sıkmamayı hedefliyorum. Yanlış anlaşılmalara meydan vermemek adına, yazma aşamasında zaman zaman çekincelerim oluyor. Ayrıca kenarda köşede kalmış kelimeleri kullanıp farklı imgelerle şiirlerimi renklendirmeyi hedefliyorum. Tüm bunları yaparken belli bir hedef kitlesi oluşturma çabası içerisinde hiç olmadım. Ben sadece geniş bir yelpazem olsun istiyorum. Şiirlerimde ayrıca matematiksel zekâyı da kullanmaya çalışıyorum.

Şiirde macera benim için uzak bir niteleme. Bir başkası bu nitelemeyle hareket edebilir. Bu da onun yazım tarzıdır. Bir şey diyemem. Benim için şiir, bir anlatımda dilin sanatsal, sezgisel, matematiksel, müziksel güzelliklerini kullanarak sunma faaliyetidir. Şiirde his önde gelmelidir. Umudu taşımalıdır. Zamana mürekkebini dökmelidir. Yüz yıl önce yazılmış şiirlerin, yüreğe dokunuşlarının kritiğini bu zamanda yapmak ayrı bir heyecan.

Şiiri, zekâ ürünü görüyorum her zaman. Kıvrak zekâyla buluşturulmuş mısralar, okuru farklı düşüncelere sevk edebiliyorlarsa, okuyucuya ‘vay be’ dedirtebiliyorsa işte bu bir farkındalıktır.
Şairin poetikası, zamanla ortaya koyduğu şiirleriyle ve okurlarıyla buluşturduğu eserleriyle şekillendirdiği bir olgu. Bunu gözetmeye çalışıyorum. Bir şairin toplu şiirlerini okurken bu durumu gözlemlemek daha kolay oluyor. Bazen bu toplu şiirleri okurken, şiirlerin tamamına yakını birbirine benzer geliyor. Şiirler belli bir kalitede de olsa bir okur olarak beni sıkıyor. Ben toplu okumalarda şairin düşünce ve yazım gelişmişliğini görmek istiyorum.Sezai Karakoç’un ‘Gün Doğmadan’ı okurken çok net görmüştüm bu durumu. Allah ömür verir nasip olursa, bütün şiirlerim bir yaştan sonra bir araya getirilirse, şiirlerimdeki poetikayı, benim dışımda ki okurlarım da görecektir diye düşünüyorum. İşte benim şiir poetikam da bu yönde. Bir okur olarak da beğenilerimi bu noktada önceleme ihtiyacı hissediyorum.

Fikri yapı olarak çok farklı dergilerde şiirlerim yayınlanıyor. Şiirlerimin beğenilerinde çeşitlilik var. Bu noktada dergi takip eden okur kitlesinin şiirlerime daha çok ilgi gösterdiğini düşünüyorum. 
Şiir poetikası hesap kitapla oluşan, oluşturulan bir olgu değil. Bir duygu birikimiyle şiir yazmaya oturuyorsunuz. Kafanızda tasarladığınız şiir hiç oluşmaya biliyor çoğu zaman. Şiire kafa yoran, şiir işçiliği yapan şairlerin, Allah vergisi yetenekleri çerçevesinde şiir tarzlarının şekillendiğini düşünüyorum. Kimisinde tektir ve bir yönde poetikası vardır, kimisinde dağınıktır. Böyle farklılıklar olabiliyor ama her şairin mutlaka bir poetikası olmalıdır diye düşünüyorum.

Şiir olmasaydı sanatın belki başka alanlarına ilgi duyardım. Hiçbir zaman şiiri hayatımın tamamına yaymadım. Şiir hayatıma manevi zenginlik ve değer katıyor. Gece gündüz her an şiir yazmıyorum. Aylarca şiir yazmadığım olabiliyor ama şiirden hiçbir zaman kopmadım. Yazmadığım zamanlarda şiir okuyarak vaktimi kullanıyorum. Bence insan yirmi dört saat şair olmak için kendini zorlamamalı.
Yayınevlerinin şiir kitaplarını yayımlama sayılarına en önemlisi büyük kitapevlerinin edebiyat dergilerine ve şiir eserlerini içeren yapıtlara ayırdıkları raflara bakmak gerek. Tüm bunları şikâyet etmek için dile getirmek de istemiyorum ama bu kaderi değiştirmek de çok zor. 

Şiirlerinin tümüyle beni etkisi altına alan bir şair yok aslında. Yazdığı şiirlerini beğeniyle okuduğum isimler var tabii ki. Belli isimleri öne çıkarmak bana doğru gelmiyor. Bu yüzden isim vermek istemiyorum. Dergilerde yazan genç şairleri ve şiirleriyle genç kalabilmiş birçok şair ağabeyimizin şiirlerini keyif alarak okuyorum. Kütüphanemde yüz şiir kitabım varsa yirmi otuz şiir kitabı şu an bana hitap ediyor diyebilirim.
Belli bir kalitede gördüğüm ve farkına varılmasını istediğim şiirlerime kitaplarımda yer veriyorum. Farklı kesimlere de ulaşmak için edebiyat dergilerine de şiirlerimi gönderiyorum. Değer bulanlar zaten o dergilerden okuyucularla ulaşıyor. Yayınlanmamış şiirlerimde var ama bu çerçevede kalmış bir şiirim yok.

Şiirlerini birçoğunu keyif alarak okuduğum ve devamlı takip etmek için abone olduğum edebiyat dergileri var. Zaman zaman takip edebildiğim dergiler de mevcut. 10-15 dergiyi takip etmeye çalışıyorum. Bu noktada İnternetten de faydalandığım da oluyor. Farklı şiir anlayışlarıyla bu piyasada yer almaya çalışan, daha fazla okura ulaşma çabasında olan dergilerin hepsi belli bir politika izliyor kendilerine göre ama her şeye rağmen belli kalitede ki edebiyat dergilerinin ortak dilleri var. Her türlü farklılıklarına rağmen dergilerin güzel birer okul olduğuna inanıyorum.
Şiir değil, şairler ölür, ardından yeni şairler doğar. Bu konuda hiç karamsar değilim. Bir zaman roman, bir zaman öykü, başka bir zaman şiir öne geçebiliyor. Şu anda roman daha çok okunan, daha çok takip edilen bir yazım türü. Her türün kendine göre bir alıcısı var. Bu da devam edecektir. Düşüşler çıkışlar zaman içerisinde olabilir tabii. Bir şiir kitabında belli kalitede üç beş tane güzel şiir oldu mu, kitabın genelini sürüklüyor. Beğeni ölçülerinde yerini alıyor okur nezdinde.

Edebiyat ve şiir anlamında başucu kitabım yok. Ama Sezai Karakoç, Cemal Süreya gibi birçok şairimizin toplu şiirlerini öneririm şiir severlere. Kalemini çok güzel kullanan genç kuşak şairlerimiz de var. Tüm bunların yanında şiir yıllıklarını ve edebiyat dergilerini unutmamak gerek.
Yayına hazır bir şiir dosyam var. Yıllardır yazdığım aforizmaları topladığım başka bir dosyam, birde deneme dosyam hâlihazırda mevcut. Bakalım ne zaman raflarda yerlerini alacaklar. Haftaya buluşma temennisiyle


İlkay Coşkun
08.04.2015
Sivas İrade Gazetesi / Yazı No: 41
Sivas İrade Gazetesi-İlkay Coşkun-Şiir Anlayışım-08.04.2015
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder