Çuvaldızla İğne Meselesi
Merhaba
sevgili dostlar.
Ülkemizde
insanımız genel manada iki yol üzerinde ilerlerler. Cenaze seremonisi gibi
ritüeller dışında, İslam dininin yaşantımızda olmasını istemeyen bir güruh ve
dini hassasiyetleri olan diğer kesim. Dindar insanla dini hassasiyeti
olmayanların mücadelesi, eskiden olduğu gibi bugünde yarında devam edecektir.
Devlet
Bahçeli ne kadarda, ‘Türkün siyahı,
beyazı, mavisi olmaz’ dese de ben
olduğuna inanıyorum ne yazık ki. Ceplerine biraz para girdi mi kendini beyaz
Türk zanneden o kadar çok insan var ki. Aynı mahallede, aynı apartmanda oturan
hatta aynı işi yapan bu tipler kendinden olmayanları alt statüde görürler. Bu
ayırımı yapabilecek aklı nereden buldularsa.
İnsanların
sınıf oluşturma merakı ve çabasına harcadığı emek, keşke daha iyi daha güzel
alanlara olsa.
Birde
sistem içindeki düzenin, menfaat adamları vardır. Kraldan çok kralcı olmamak
gerek. Birilerinin sırtıyla gelip, menfaatleri doğrultusunda, başka yerlere
yaranmayı amaç edinir bu tipler. Çok yazık çok.
Düşmanlık
iyi bir şey değil. Hiç kimseye düşman olmayalım ama düşman olmada da bir
sıralama olmalı diye düşünüyorum. Araplara özellikle İran’a düşman olduğumuz
kadar ABD’ye, Avrupa’ya da düşman mıyız acaba? Birçokları bu soruyu kendine sormalı.
Aslında Bu soruyu ülkece kendimize sormamız gerekiyor.
Birde
özel günlerimiz var tabii ki. 14 Şubatı allayıp pullayıp Müslüman mahallesinde
salyangoz gibi satıyorlar. Evliliğe değil de sevgili bulmaya özendiriyorlar
gençleri bu gibi günlerle. Yılbaşı, sevgililer günü, anneler günü, babalar günü
vs hep Müslümanlıkla alakası olmayan kutlama etkinlikleri. Bir nevi alışveriş
piyasasını canlandırma etkinliği diyebiliriz bu günlere. Biz kökenli, dünyanın kutladığı bir gün olsa keşke
diyesi geliyor insanın.
Gün
geçtikçe insanoğlunun işi gücü azalıyor. Can sıkıntısı çekmeye başlayan birey
kendini yemeye, giyinmeye, eğlenceye ve olur olmaz uğraşlara vuruyor. Velhasıl
insanoğlu çok yönlü ve değişken bir varlık. Bu gün doğru gördüğü bir hareketi
yarın yanlış görülebiliyor. Ne çok şaşıyor insan.
Her
türlü olumsuzluklara rağmen, dertlerle dertlenenlerin yaşadıkları bir yerdir
bizim vatanımız. İnsanımızı insanlık âleminin bir tık önünde görüyorum olumlu
anlamda. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim bir konu; İki milyonu aşkın
Suriyeli kardeşimizin sorumluluğunun üzerimizde olması, Doğu Türkistan
ilgisizliğini doğurmamalı diye düşünüyorum. Allah o kardeşlerimize de yar ve
yardımcı olsun.
Velhasıl
her şeyin, her güzel şeyin devamı ölüme dayanıyor ister istemez. Ölümler olsa da
yaşayanlar için hayat mücadelesi devam ediyor bir şekilde. Ölümün o soğuk
yüzünden kaçamıyor insan. Yüzyıl da olsa bir neslin devri kapanıyor. Yakın
zamanda yaşanılan Kenan Evren ve Süleyman Demirel örneğinde ve birçoklarında
olduğu gibi.
Ölüm
alabilene ne çok dersler veriyor aslında.
İlkay Coşkun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder