12 Temmuz 2015 Pazar

Eski ve Yeni Türkiye Mevzusu

Eski ve Yeni Türkiye Mevzusu

Merhaba sevgili dostlar. 

Eski Türkiye sevdalıları, ‘eskiden her şey yolundaydı, her şey tıkırında ve doğruydu’ derken ‘eski Türkiye, menfaatlerime daha çok uygundu’ demiyorlar mı sizce?

Zaman gelecek yeni Türkiye diyenlerin yeni Türkiye’si de eskiyecek, bunu bilerek hareket etmekte fayda var.

Yeni Türkiye’de de hastalıklı birçok hal devam ediyor maalesef. Etliye sütlüye karışmayan hep güçlünün yanında olan mantalite, yeni Türkiye’de de devam ediyor. İnsanın zaafları, güçlü olma isteği, savaşları hep devam edecek gibi.

Eski Türkiye’den günümüz Türkiye’sine devrolan birde mahalle baskısı suçlaması var. Sadece dindarlara atfedilen mahalle baskısının diğer çevrelerde olmadığını ve daha az olduğunu kim inkâr edebilir ki? Eski Türkiye’de, iki başörtülü çocuk ilahi okur,  laik sistem için tehdit olurdu dhkp-c gibi örgütler kendimi bildim bileli yıkarlar yakarlar ama sistem için çok da sorun olmazdı. Faili meçhul cinayetlere, Fadime Şahin’lere hiç değinmek istemiyorum. Kendileri çalmışlar kendileri oynamışlar. Bizlerde uyutulmuşuz velhasıl. Boşuna üzülüp boşuna ağlamışız yıllarca.

Zamanla kulların kanunları hep değişiyor değişmeye mahkûm. Allah'ın kanunları hep aynı yerinde kalıyor. Bunu bilmek ve bu doğrultuda hareket etmek gerekiyor. Mesela, Arabistan’a gidilmeden de ülkemizin okullarında başörtülü öğrenciler okumaya başladı. Ülkemize birçokların korkulu rüyası şeriat gelmedi. Meclise başörtülü milletvekilleri girince ülke batmadı. Bu durumları rahmetli Demirel dünya gözüyle gördü. Keşke rahmetli Ecevit’te görebilseydi.

 Yeni Türkiye’mizde cemaat ve devlet çatışması içerisinde kaldık. Bu sorun için bir örnek vermek istiyorum izninizle. Sezai Karakoç’u çok insan sever sayar ama bu insanların birçoğu onun düşüncesine yakın olan Yüce Diriliş Partisine oy vermeyi düşünmez nedense. Aynen bunun gibi, cemaat cemaatken, parti partiyken insanlar için değerlidir. Taş yerinde ağırdır anlayacağınız. Devleti yönetmek, cemaat yönetmeye benzemez. Cemaatte amaç ve yöntemler çok daha keskindir. Devleti yönetmek ise daha karmaşık ve zor bir iştir. İkisi bir şekil de olsa bir araya geldi mi bugün yaşanılan sorunlar kaçınılmazdı.

Günümüzün en önemli sıkıntılarından birisi rahatlık olsa gerek. İşi para ile ilgili olanları saymaz isek sadece para, alışveriş, yeme içme, eğlenme ve giyinme gözüyle dünyaya bakanları çok itici bulmuşumdur her daim. Çağdaş kölelik ise günümüzün en önemli sorunlarından biri olmaya başladı ne yazık ki. Bu sorunu çözüm için topyekûn özverili çaba içinde bulunmamız gerekmektedir. Özgürlüklerin kıymetini bilmek gerekiyor kaybedilmeden. Sağlığımız gibi. Başkalarının tahakkümü, yönetimi altında yaşıyorsan yarı açık hapishanedesin demektir. Kendi hayatını yaşama özgürlüğün varsa, mutluluğun önemli bir kısmını elde etmişin demektir.

Beş bin yıldır var olan saban ve kağnıyı görüp de internet, bilgisayar ve uzay çağını yaşayan bir nesil olarak avantajlı mıyız değil miyiz bir türlü çözemedim.

Velhasıl insanoğlu tüm hızla yoluna devam ediyor. İlerleme çabasıyla kendini paralıyor ama şunu bilmek gerek ki yarın öleceğini bilmek bu gün ölmeyi göze almak demektir. Hiçbir ilerleme ölüm gerçeğinin önüne geçemiyor.

Kalın sağlıcakla.

İlkay Coşkun
İrade Gazetesi, 15 Temmuz 2015-Yazı No: 55
İrade Gazetesi-Eski ve Yeni Türkiye-İlkay Coşkun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder