3 Ağustos 2015 Pazartesi

Sivas’ın Öz Değeri Âşık İsmeti

Sivas’ın Öz Değeri Âşık İsmeti
Merhaba sevgili dostlar. 
Sivas’ımızın öz değerleri yazı dizisine bu hafta Âşık İsmeti ile başlamak istiyorum.  Gazete köşem için yazdığım bu yazı takdir edersiniz ki derinlemesine, geniş içerikli bir yazı değildir. Gerek gazetedeki köşemin hacmi gerekse de uzun yazıların gazete için uygun olmaması nedeniyle affınıza sığınıyorum. Sivas’ta Âşık İsmeti’yi tanımayan yok gibidir. Seksen yaşını aşmış ozanımıza Allah uzun ömürler versin. Abdulkadir Namlı ismindeki ozanımız daha çok Aşık İsmeti mahlasıyla tanınmakta ve bilinmektedir. İlerlemiş yaşına rağmen bulunduğumuz dost meclislerinde Âşık İsmeti ile karşılaşmalarımız oluyor. Yirmi seneyi aşkındır ozanımızı tanıma şerefine ulaştım. Çıkardığı kitapları işyerimize getirirdi. Kitabından şiirler okurdu. Âşık İsmeti şiiri bana sevdiren şairlerden birisidir. Gerek hafızası gerekse hitabet yeteneği, tatlı dili ve müşfik şiirleri beni her zaman etkilemiştir. Nurani yapısı, beyazlamış sakalları, nurlu yüzü bir asra şahitlik ediyor adeta. Pir-i fani görüntüsü,  vakur ve ağırbaşlı duruşu insana huzur veriyor. İnsanın sürekli dinleyesi geliyor. Feyiz alıyoruz varlığından.
Dini, tasavvufi ve hikmetli manzumeleriyle bir bütün adeta Âşık İsmeti. Şiirler ozanına ve ozanına şiirleri çok yakışıyor. Ozanımız hakkında yazılmış olan değerlendirme yazılarında daha çok mistik ve hikmetli deyişleri kapsayan tasavvufi yönü ele alınıyor. Gerek şiiriyle gerekse gençlerle sık sık bir araya gelmesi yönünden genç kalan ozanlarımızdan biridir Âşık İsmeti. Böyle kıymetli birisinden kim istemez ki nasihatler almayı, hikmet dolu hikâyeler ve şiirler dinlemeyi.
Şairlik, yazarlık bir dil işçiliğidir. Allah ömür ve sağlık verdiği müddetçe bu işçilik devam etmelidir. Yarım asrı geçkindir bu işçiliğe devam etmektedir ozanımızın.

Dert çekmek, derdi olmak, çile ızdırap çekmek, yetim olmak, fakir olmak gibi olumsuzluklar insanın kaleme sarılmasını tetikliyor olmalı. Sekiz çocuğu büyütmek, iaşelerini kazanmak, onları okutmak ve hayata hazırlamak önemli dünya işlerinden olmuştur. Her insanın ömrü hayatında dönüm noktaları vardır. Önemli olan bu dönüm noktalarını iyi görmek, iyi değerlendirip iyi yaşamaktır. Ozanımızın yirmili yaşlarda bade içmesi dönüm noktası olsa gerek. Diğerkamlık insan ilişkilerinde en önemli, en kıymetli hasletlerdendir. Kişisel fayda gözetmeden diğer insanlara, insanlığa faydalı olmayı düşünmek ve faydalı olmak ne kadar güzel bir haslettir.  

‘Çiçek açmayı, bülbül ötmeyi kimden öğrendiyse bende âşıklığı ondan öğrendim’ diyen ozanımız, her ne kadar ustasının ve çırağının olmadığını belirtse de, Âşık Furkanı ve başka ozanların İsmeti’yi örnek aldıklarına göre ustası ve çırağı var diye biliriz ozanımızın. Feyiz aldığı şairler ozanlar çoktur elbet. Âşık Ruhsati, Abdurrahim Karakoç, Baharözlü Âşık Feryadi başta olmak üzere birçok isim sayabiliriz.

Mektuplaşmalar, atışmalar, âşıklar bayramı, ozan meclisleri, dost meclisleri gibi birçok etkinlikte bulunan ozanımız halkın içinde halkla beraberdir. Aynı zamanda iyi bir arşivcidir ozanımız. Fotoğraflar, mektuplar, buluşmalar ve bunların kayıt altına alınmaları çok önemlidir ozanımız için. Program ve etkinliklerin küçüklü büyüklü olmalarına bakmaz. Yerine göre ilkokul öğrencilerle de buluşur, âşıklar bayramında da kürsüde şiirleriyle tatlı sohbetiyle yerini alır.
Merak ve öğrenme isteği olan ozan, her zaman yenilik ve üretme peşindedir. Eğitime, öğretime, hocalara önem verdiğini birçok şiirinde dillendirdiğini görüyoruz. Ozanımız, hece şiirlerin birçok türünü kalemine almıştır. 

Halk edebiyatında yöresel kelimelerin gündelik hayatta kullanıldığı gibi yer alması akıcılığı, canlılığı sağlar. ‘Boş işlerin peşinde’ isimli şiirinde ozanımız;

‘İsmeti’yim olmuşum rüyaların çırağı/ Pir elinden içince yakın gördüm ırağı/ Perdeleri yırtanın dağlar olur durağı/ Boş işlerin peşinden yelmeyinen olmuyor.’

‘Beş on derde durup eyvah mı derim/ yüreğimde yara yüz olmayınca’ diyen ozanımız Allaha teslimiyetin kodlarını bize veriyor adeta.

‘Kalbim bir arının kovanı gibi/ iyilerin sevdasıyla doludur’ diyen ozanımız dünyaya, insana bakışının portresini çizmiştir adeta.

Ozanımızın nasihat içerikli şiirinden bir dörtlük paylaşmak istiyorum.

‘Selamım var halleri hal içinde bilene/ doğru demiş söyleyen ilmin başı sabırdır/ çetin dağlar üstünden aşıp yoldan gelene/ olgunlaşmak istersen kulun işi sabırdır.’

Kendi üzerinden de nasihatleri vardır ozanımızın.

‘İsmeti’yi sorarsan derdinden ders alıyor/ Hikmetleri düşünüp derinlere dalıyor/ Sabırlara sarılıp anca öyle kalıyor/ Kaderinden hiç kimse ötelere kaçamaz.’

‘İsmeti’ye sorarsan yerde neyi arıyor/ Bilmiyor ki kendini boş şeylere yoruyor/ Sevdiğimin önünde yedi perde duruyor/ İman öze inmeden kulun gözü açılmaz.’

Başka bir şiirinde, dünyaya bakış açısını gösteren berceste bir mısra adeta.

‘İsmeti’yim dersliyim bahçelerin gülünden’

Âşık İsmeti

1934 Sivas Kâhtalı Köyü doğumlu. İlbeyli yöresi şairlerindendir. 1945 yılında babasının ölümü üzerine iki kardeş yetim kalır. 1968 yılında köyünden Sivas’a göçer. Okuma ve yazmayı sonradan öğrenir ve İlkokul diplomasını kendi imkânlarıyla sonradan alır. 1979 yılında Sivas çimento fabrikasından emekli olur. Sekiz çocuk babasıdır. Bu güne kadar hakkında dokuz kitap hazırlandı. Ulusal ve yerel birçok televizyonda, radyo ve gazetelerde yer aldı.

Âşık İsmeti ozanımıza sağlıklı, hayırlı, uzun bir ömür dilerim.
Ozanımızın güzel bir şiiriyle yazımı sonlandırmak istiyorum.
Sağlıcakla kalın.

Yolcuyum

Varsın güneş saklansın bulutların ardına
Aklar ile karanın arasında yolcuyum
Beni davet ederler hakikatler yurduna
Cevap ile sorunun arasında yolcuyum

Ansızın gelip geçti kazancım yok dünümde
Korkular korkutmadı ümit vardı günümde
Dereler derinleşsin dağlar dursun önümde
Kolay ile zorunun arasında yolcuyum

Tepeleri düzleyip dumana yol gösterdim
Sevenlere saygımı sorana hal gösterdim
Toprak oldum serildim göğsümde gül gösterdim
Çiçek ile arının arasında yolcuyum

Gözüme izin verdim doyası yaşı aksın
Teselliye gerek yok ağlatan dönüp baksın
Ateşle kardeş oldum yakarsa hemen yaksın
Külü ile narının arasında yolcuyum

İsmeti'yi sorarsan gününe gün ekliyor
Atım binek taşında gem vurulmuş bekliyor
Bilmiyorum terkime yükleyen ne yüklüyor
Bu gün ile yarının arasında yolcuyum

7 Ağustos 1992
Tepedeki Işık... Âşık İsmeti Sivas


İlkay Coşkun                                
İrade Gazetesi, 05 Ağustos 2015-Yazı No: 58
İrade Gazetesi - Aşık İsmeti - İlkay Coşkun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder