Merhaba
sevgili dostlar.
Sivas’ımızın öz değerleri yazı dizisine bu hafta Âşık İsmeti ile
başlamak istiyorum. Gazete köşem için
yazdığım bu yazı takdir edersiniz ki derinlemesine, geniş içerikli bir yazı
değildir. Gerek gazetedeki köşemin hacmi gerekse de uzun yazıların gazete için
uygun olmaması nedeniyle affınıza sığınıyorum. Sivas’ta Âşık İsmeti’yi
tanımayan yok gibidir. Seksen yaşını aşmış ozanımıza Allah uzun ömürler versin.
Abdulkadir Namlı ismindeki ozanımız daha çok Aşık İsmeti mahlasıyla tanınmakta
ve bilinmektedir. İlerlemiş yaşına rağmen bulunduğumuz dost meclislerinde Âşık
İsmeti ile karşılaşmalarımız oluyor. Yirmi seneyi aşkındır ozanımızı tanıma
şerefine ulaştım. Çıkardığı kitapları işyerimize getirirdi. Kitabından şiirler
okurdu. Âşık İsmeti şiiri bana sevdiren şairlerden birisidir. Gerek hafızası
gerekse hitabet yeteneği, tatlı dili ve müşfik şiirleri beni her zaman
etkilemiştir. Nurani yapısı, beyazlamış sakalları, nurlu yüzü bir asra şahitlik
ediyor adeta. Pir-i fani görüntüsü,
vakur ve ağırbaşlı duruşu insana huzur veriyor. İnsanın sürekli
dinleyesi geliyor. Feyiz alıyoruz varlığından.
Dini,
tasavvufi ve hikmetli manzumeleriyle bir bütün adeta Âşık İsmeti. Şiirler
ozanına ve ozanına şiirleri çok yakışıyor. Ozanımız hakkında yazılmış olan
değerlendirme yazılarında daha çok mistik ve hikmetli deyişleri kapsayan
tasavvufi yönü ele alınıyor. Gerek şiiriyle gerekse gençlerle sık sık bir araya
gelmesi yönünden genç kalan ozanlarımızdan biridir Âşık İsmeti. Böyle kıymetli
birisinden kim istemez ki nasihatler almayı, hikmet dolu hikâyeler ve şiirler
dinlemeyi.
Şairlik,
yazarlık bir dil işçiliğidir. Allah ömür ve sağlık verdiği müddetçe bu işçilik
devam etmelidir. Yarım asrı geçkindir bu işçiliğe devam etmektedir ozanımızın.
Dert
çekmek, derdi olmak, çile ızdırap çekmek, yetim olmak, fakir olmak gibi
olumsuzluklar insanın kaleme sarılmasını tetikliyor olmalı. Sekiz çocuğu
büyütmek, iaşelerini kazanmak, onları okutmak ve hayata hazırlamak önemli dünya
işlerinden olmuştur. Her insanın ömrü hayatında dönüm noktaları vardır. Önemli
olan bu dönüm noktalarını iyi görmek, iyi değerlendirip iyi yaşamaktır.
Ozanımızın yirmili yaşlarda bade içmesi dönüm noktası olsa gerek. Diğerkamlık
insan ilişkilerinde en önemli, en kıymetli hasletlerdendir. Kişisel fayda
gözetmeden diğer insanlara, insanlığa faydalı olmayı düşünmek ve faydalı olmak
ne kadar güzel bir haslettir.
‘Çiçek açmayı, bülbül ötmeyi kimden
öğrendiyse bende âşıklığı ondan öğrendim’ diyen ozanımız, her ne kadar ustasının ve çırağının olmadığını belirtse
de, Âşık Furkanı ve başka ozanların İsmeti’yi örnek aldıklarına göre ustası ve
çırağı var diye biliriz ozanımızın. Feyiz aldığı şairler ozanlar çoktur elbet.
Âşık Ruhsati, Abdurrahim Karakoç, Baharözlü Âşık Feryadi başta olmak üzere
birçok isim sayabiliriz.
Mektuplaşmalar,
atışmalar, âşıklar bayramı, ozan meclisleri, dost meclisleri gibi birçok
etkinlikte bulunan ozanımız halkın içinde halkla beraberdir. Aynı zamanda iyi
bir arşivcidir ozanımız. Fotoğraflar, mektuplar, buluşmalar ve bunların kayıt
altına alınmaları çok önemlidir ozanımız için. Program ve etkinliklerin küçüklü
büyüklü olmalarına bakmaz. Yerine göre ilkokul öğrencilerle de buluşur, âşıklar
bayramında da kürsüde şiirleriyle tatlı sohbetiyle yerini alır.
Merak
ve öğrenme isteği olan ozan, her zaman yenilik ve üretme peşindedir. Eğitime,
öğretime, hocalara önem verdiğini birçok şiirinde dillendirdiğini görüyoruz.
Ozanımız, hece şiirlerin birçok türünü kalemine almıştır.
Halk
edebiyatında yöresel kelimelerin gündelik hayatta kullanıldığı gibi yer alması
akıcılığı, canlılığı sağlar. ‘Boş işlerin
peşinde’ isimli şiirinde ozanımız;
‘İsmeti’yim olmuşum rüyaların çırağı/
Pir elinden içince yakın gördüm ırağı/ Perdeleri yırtanın dağlar olur durağı/
Boş işlerin peşinden yelmeyinen olmuyor.’
‘Beş on derde durup eyvah mı derim/
yüreğimde yara yüz olmayınca’ diyen
ozanımız Allaha teslimiyetin kodlarını bize veriyor adeta.
‘Kalbim bir arının kovanı gibi/ iyilerin
sevdasıyla doludur’ diyen ozanımız
dünyaya, insana bakışının portresini çizmiştir adeta.
Ozanımızın nasihat içerikli şiirinden bir
dörtlük paylaşmak istiyorum.
‘Selamım var halleri hal içinde bilene/
doğru demiş söyleyen ilmin başı sabırdır/ çetin dağlar üstünden aşıp yoldan
gelene/ olgunlaşmak istersen kulun işi sabırdır.’
Kendi
üzerinden de nasihatleri vardır ozanımızın.
‘İsmeti’yi sorarsan derdinden ders
alıyor/ Hikmetleri düşünüp derinlere dalıyor/ Sabırlara sarılıp anca öyle
kalıyor/ Kaderinden hiç kimse ötelere kaçamaz.’
‘İsmeti’ye sorarsan yerde neyi arıyor/
Bilmiyor ki kendini boş şeylere yoruyor/ Sevdiğimin önünde yedi perde duruyor/
İman öze inmeden kulun gözü açılmaz.’
Başka
bir şiirinde, dünyaya bakış açısını gösteren berceste bir mısra adeta.
‘İsmeti’yim dersliyim bahçelerin
gülünden’
Âşık
İsmeti
1934 Sivas Kâhtalı Köyü doğumlu. İlbeyli
yöresi şairlerindendir. 1945 yılında babasının ölümü üzerine iki kardeş yetim
kalır. 1968 yılında köyünden Sivas’a göçer. Okuma ve yazmayı sonradan öğrenir
ve İlkokul diplomasını kendi imkânlarıyla sonradan alır. 1979 yılında Sivas
çimento fabrikasından emekli olur. Sekiz çocuk babasıdır. Bu güne kadar
hakkında dokuz kitap hazırlandı. Ulusal ve yerel birçok televizyonda, radyo ve
gazetelerde yer aldı.
Âşık İsmeti ozanımıza
sağlıklı, hayırlı, uzun bir ömür dilerim.
Ozanımızın güzel bir
şiiriyle yazımı sonlandırmak istiyorum.
Sağlıcakla kalın.
Sağlıcakla kalın.
Yolcuyum
Varsın
güneş saklansın bulutların ardına
Aklar
ile karanın arasında yolcuyum
Beni
davet ederler hakikatler yurduna Cevap ile sorunun arasında yolcuyum
Ansızın
gelip geçti kazancım yok dünümde
Korkular
korkutmadı ümit vardı günümde Dereler derinleşsin dağlar dursun önümde
Kolay ile zorunun arasında yolcuyum
Tepeleri düzleyip dumana yol gösterdim
Sevenlere saygımı sorana hal gösterdim
Toprak oldum serildim göğsümde gül gösterdim
Çiçek ile arının arasında yolcuyum
Gözüme
izin verdim doyası yaşı aksın
Teselliye
gerek yok ağlatan dönüp baksın Ateşle kardeş oldum yakarsa hemen yaksın
Külü ile narının arasında yolcuyum
İsmeti'yi
sorarsan gününe gün ekliyor
Atım
binek taşında gem vurulmuş bekliyor Bilmiyorum terkime yükleyen ne yüklüyor
Bu gün ile yarının arasında yolcuyum
7
Ağustos 1992
Tepedeki
Işık... Âşık İsmeti Sivas
İlkay Coşkun
İrade Gazetesi, 05 Ağustos 2015-Yazı No:
58İrade Gazetesi - Aşık İsmeti - İlkay Coşkun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder