31 Ocak 2016 Pazar

Büyük Devlet


Merhaba sevgili dostlar. 

Bir uydu ya da bir uzay aracında olup insanların amansız koşuşturmalarını, savaşlarını ve gereksiz güç gösterilerini izlemek isterdim. Bu mücadele içerisinde insanların hiç ölmeyecek gibi davranan hallerine dakikalarca kahkahalarla gülerdim herhalde. Ayın, yıldızların, güneşin, atmosferin altında küçücük bir zerreden ibaret olduklarını insanların kulaklarına fısıldamak isterdim.

Ecdadımız devletin, ümmetin birlikteliğini, büyüklüğünü her daim öncelemiştir. Görkemli, bir o kadar da muhteşem eserleriyle İslam medeniyetine büyük hizmetler sunmuşlardır. Bir taraftan da dünyanın geçiciliğini, insanın ölümlü olduğunu uygulamalarıyla, eserleriyle göstermeye çalışmışlardır nesillere.

Haksızlıklara, zulümlere karşı vicdan sahibi bütün devlet adamlarının mücadele etmesi gerekmektedir. Batıl’ın tek vücut olduğu dünyamızda, hakkı savunanların tek olmak gibi bir lüksleri yoktur. Biz Müslümanlara bu anlamda çok iş düşmektedir. İlkönce kendi içimizdeki sorunları halledip daha sonrada dünya üzerinde sözü geçen devletler haline gelebilmeliyiz. İnsanların cebinde ne kadar çok parası olursa olsun devletin hakiki kudretinin önüne geçememektedir. Dünya üzerinde devletlerin gücü, dünyanın gidişatını belirleyen en önemli unsurdur. Osmanlı imparatorluğu ruhu tekrar neden Müslüman devletleri içerisinde doğmasın? Bu ruha neden bizler öncülük etmeyelim ki.

Müslüman âlemi kendi içinde ki ihanet şebekeleriyle uğraşmaktan gelişmeye, büyümeye fırsat bulamıyorlar bir türlü. Bu durumu bizler ülkemizde aşikâr bir şekilde yaşıyoruz. Devletlerin gayri resmi stratejileri olmasa birçok sorunun çözümünün kolaylaşacağına inanıyorum. Din üzerinden hareket ettiklerini iddia eden bazı çevrelerin hallerini ise anlamakta zorluk çekiyorum. Sonuç olarak, her ne kadar -devlet herkesin- dense de bu gördüğümüz ihanet şebekeleri -devlet sadece bizim olsun-un savaşını veriyorlar kendilerince. Ne kadar aykırı sesler çıksa da devletimizin önderliği ve himayesinde yaşamaya devam edeceklerdir birçokları Allah’ın izniyle.

Büyük devlet, büyük millet, büyük medeniyetler kurmuş bir neslin torunlarıyız. Bizler, Selçuklu, Osmanlı ve ardından Büyük Türkiye bilincini her türlü sıkıntılarımıza rağmen içimizde yaşatmaya devam etmeliyiz. Günü gelir Alparslanlar, Ertuğrullar, Fatihler, Atatürkler çıkar içimizden. Bütünü oluştururken manevi değerlerimiz, dini değerlerimiz, aile kurumumuz, kültürümüz gibi birçok hasletimiz önem arz eder her daim.  Bu bütün içerisinde beliren ara renkler, büyük parçaları birbirine perçinleyen harç gibidir. Günümüzde sadece, ya -yaşasın kralım- ya da –kahrolsun-u yaşamamalıyız. Olaylara karşı hoşgörümüzü ve öz eleştiri yetilerimizi kaybetmemeliyiz hiçbir zaman.

Son yüz yılda, “büyük medeniyet” ülküsüyle yola çıkanlar, “daha iyi bir hayat” anlayışına dönmeseler idi, bizler çoktan büyük medeniyetimizi kurmuştuk bile. Yeter ki insanın içinde o ruh olsun. O kararlılıkta olanlar, yalın ayaklarıyla bile büyük medeniyetini kurmak için yola çıkarlar diye düşünüyorum.

Biz Müslümanlar, farklı coğrafyalarda olsak bile, aynı dünyada yaşayıp aynı dünyada öleceksek fazla konuşmamıza gerek yok. Safları sıklaştıralım yeter. 

Kalın sağlıcakla.


İlkay Coşkun
İrade Gazetesi, 03 Şubat 2016-Yazı No: 84
İrade Gazetesi-Büyük Devlet-03.02.2016-İlkay Coşkun
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder