Merhaba dostlar.
Kısa bir süre önce bir vesileyle köyümde
bulundum. Bağlarımızı, bahçelerimizi, ormanımızı, kaynak sularımızı gezme
fırsatım oldu. –ne kadarda zenginmişiz- dedim
sık sık kendi kendime.
Havası, suyu, toprağı ve tabiat güzellikleri
ile kendine büyüleyen bir tablo adeta. Yağışların bu sene daha da çok olması
yeşil rengi daha çok hakim kılmış bu diyarlara. Yaklaşık elli hanelik bir köyün
kullanımında gürül gürül akan onlarca kaynak suyu var. Bu kadar güzelliğin,
nimetin atıl diyeceğimiz bir durumda olması üzüyor insanı. Buraları gördükçe zenginiz
ama zenginliğimizi yeterince değerlendiremediğimize şahit oldum. Göz
alabildiğince uzanan tarlalar, verimli topraklarda yıllarca sadece arpa buğday
ekimi yapılıyor. Çocuk seslerinin olmadığı boş evler, gençlerin olmadığı,
ihtiyarlara terk edilmiş koca bir köy uyuyor. Bırakın elli haneyi beş yüz
haneyi doyuracak, geçindirecek bir zenginlik var aslında. Bu noktada ki
eksiklik buralardan göç eden gençlik aslında. Onların yokluğu bu saydığım
alanlarda ki eksikliklerin kaynağı bir nevi. Köyü mamur edecek, ihya edecek,
üretecek, hem kendini hem de ülkesini zenginleştirecek bir gençlik lazım. Boş
tarlalara pancar, nohut, mercimek, fasulye gibi birçok ürünü ekecek genç nesil
gerekiyor. Hayvancılık, arıcılık gibi birçok alan müdavimlerini bekliyor. Bakımsızlıktan
yok olma durumuna gelmiş bağları, bahçeleri eski görkemli günlere döndürecek
bir gençlik.
Çok zor ve imkansız değil aslında. Çalışmaya,
üretmeye istekli yüz genç köyü ihya edebilir. Devletimizin desteklediği birçok
projeler varken bu noktada harekete geçecek bir avuç genç neden olmasın ki baba
topraklarında. Şehirlerde üç kuruş asgari ücretin peşinden koşan, geçim
sıkıntısı çektiği için kadınıyla çoluk çocuğuyla hayat mücadelesi veren
binlerce insan var. Birilerini zengin edeceğim derken kendi zenginliğinin
hayallerini bile kaybeden binlerce genç nesil. Uyuyan bu toprakları dolaşırken
tüm bunlar geçti içimden ne yazık ki. Onların enerjilerinden tam anlamıyla
faydalanmamamız ne büyük kayıp hem onlar hem de ülkemiz için.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek; “Düşün genç adam, düşünmenin ne kadar
haysiyetli bir şey olduğunu düşün” diyerek gençlerin hep düşünmesini ve
sorgulamasını istemiştir. Hz. Ali ise geçliğin önemi hakkında; “Gençliğin ve sağlığın kıymeti, elden
gitmedikçe bilinmez” sözüyle vurgulamıştır.
Elbette ki günü gelince atıl olan
zenginliklerimizi gün yüzüne çıkaracaktır gençlerimiz. Önemli olan gençleri
yüreklendirip cazip fırsatlar sunabilmektir. Bu noktada en çokta eğitimli,
bilgili, ileriyi sezebilen gençlerimize güvenmemiz ve o kayıp alanlara yönlendirmemiz
gerekiyor.
Sağlıcakla kalınız.
İrade Gazetesi / 29 Haziran 2016 - Yazı No: 106
İrade Gazetesi-Zenginliğimiz Gençliğimiz-İlkay Coşkun-29.06.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder