15 Aralık 2018 Cumartesi

Üretimin Tadı

Üretimin Tadı

Bağdaki üzümü yemeye yüzümüzün olması için aynı bağda izimizin olması gerekir. Emeğin, çalışmanın, gayretin önemini ve değerini kavramak işin püf noktası ve özü olsa gerek. “Ekmek, ahlaktan önce gelir” sözünü de yabana atmamak gerekir.
Ekmeğini taştan çıkarmak diye çok bilindik bir söz var ya hani. Zorda olsa üretmenin bereketini ve tadını yaşayanlara hayranım. İş dolayısıyla ilçe ilçe, köy köy dolaştığım zamanlarda bozkırın ortasında da olsa zenginliğimizi ve üretim potansiyelimizi gözlemliyorum. Geçenlerde bir köyün yakınında kaz çiftliğini görünce bu tespitimin doğruluğuna bir daha kani oldum. Bine yakın kazın olduğu üretim çiftliğinde kaz yumurtası üretiminin yanında canlı kaz satışı da yapılıyor. Kümes, yumurta paketleme, kesimhane ve üreticilerin kaldığı küçük bir evin yer aldığı 300-400 bin liralık mütevazı bir yatırım. Bağlı bulunduğu Sivas'ımızın ve bulunduğu Hafik ilçesinin yumurta ve kaz eti ihtiyacının çok azını karşılayabilecek bir çiftlik. Şehrimizde bu tarz çiftliklerden onlarca olması gerektiğini düşünüyorum. Aynı bu örnekte ki gibi üretimin bir ucunda olmayı, üretimin getirisi olan bereketi yaşamayı çok anlamlı ve güzel buluyorum.
Hani millet olarak hep ağlarız ya. Her sorunu devlete havale ederiz ya. Bu güzel örnekte ne bir şikâyet var ne de serzeniş. Emek var, çalışma var, cesaret var, müteşebbis ruh var. Erkek kadın çift maaş kolaycılığına kaçmadan, emekli olup sadece kahveden eve veya evden camiye gidiş gelişler yerine üretime de kendimizi yönlendirmemiz gerekiyor. Bozkırın kuşburnusu, alıçı, mantarı, papatyası vs. onlarca bitkinin şehirde ciddi paralar ettiği günümüzde “benim imkânım yok” şikâyet mantığını ve kolaycılığını anlamış değilim.
En iyi kardeşten daha çok veren, Allah'ın lütfuyla bize ikramda bulunan toprağa dönmemiz gerekiyor. Bilgi üretme, teknoloji üretme, sanatsal ürünler üretme gibi çok geniş yelpazeye sahip bu günkü üretme temalı bu yazımda tarım ve hayvancılığı örneklemiş oldum sadece. Hayvancılık ve tarımın her alanını önemseyerek insanları üretime teşvik etmek başta devletimiz olmak üzere hepimizin önceliği olmalıdır.
Üretimi artırarak, çok çalışarak, katma değer üreterek fakirliğimizi ve birçok hastalığımızı iyileştirmek elimizdeyken tembellik kime neyi kazandıracak? “İyileşmek elinde olan bir hastaya acınmaz” diyen Montaigne ne güzel de söylemiş. “Köycülük öldü”, “saman ithal ediyoruz” gibi olumsuz cümlelerde bizim de kabahatimiz yok mu? Ne dersiniz?
İlkay Coşkun
17.12.2018

Yazı No: 4

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder