Ahlak Penceremiz
Ahlaki değerler her ne kadar toplumdan
topluma, kültürden kültüre değişiklikler gösterse de insan fıtratına uygun
ortak bir ahlak anlayışı da her zaman olagelmiştir. Ahlak, öğretilebilen bir
gerçeklik olarak toplumun ve bireylerin önünde duruyor. Hayat felsefesi aile,
çevre faktörü ve hayat boyu eğitimle şekillenen bir değer. Bundandır ki ahlak
öğretileri eğitimin birincil konusu arasında yer alıyor.
Ahlak anlayışlarının şekillenmesinde insan
fıtratının yanında din önemli bir araç. Mutlu, huzurlu bir toplumu ve bireyi
önceleyen dini anlayış, ahlakın şekillenmesinde önemli bir alan teşkil ediyor.
Vicdan, adalet, aşk ve şuur potasında kıvama gelen ruh ve beden, ahlak
elbisesini giyinir.
Sağlıklı toplumları adalet, hukuk ve ahlak
üçlüsü, sacayağı temelinde tahkim olur. ‘Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiç bir şey olmaz’ diyen Nihal
Atsız, güçlü ve sağlıklı bir toplumun vazgeçilmezine dikkati çekmiştir. Bu
bağlamda toplumların uğraş verdiği en önemli iştiyak noktasını ahlak
oluşturmaktadır.
Bir toplumda ayıp karşılanan bir hareket
başka bir toplumda normal bir olay olarak görülebiliyor. Her ne kadar toplumsal
yapıda ki hızlı değişim, ahlakı anlayışlarda da gevşemelere ve değişmelere
uğradığı da görülmektedir. Ahlaki çöküş ve kültürel yozlaşma toplumlar üzerindeki
önemli hastalıklardandır. Linç ve aforoz kültürü aynı toplum içerisinde, farklı
gruplar arasında taban tabana zıt uygulamaları dahi görmek mümkün. Örneğin
sanat camiasında yaş farkı birliktelikleri farklı mütalaa edilirken, sıradan
vatandaşın yaş farkı evlilikleri apayrı bir değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
Bu örnekleri çoğaltmak pekala mümkün. Demek oluyor ki aynı toplum içerisinde
dahi çeşit çeşit ahlak anlayışları hüküm sürebilmektedir. Başka bir boyutta
toplumlar üzerinde ataerkil bir tahakküm ve bağımlılık ilişkisi yeni nesilleri,
doğru istikamette dahi yol almasında önemli bir engel olduğu da bir gerçeklik
olarak yerini alabilmektedir.
Modern dünyanın insanı yabancılaştırmasının
yanında, birçok şeye kolay ulaşmanın ve iletişimin hızlılığı, ahlaklın
örselenmesine sebebiyet verebilmektedir. Bu tür olumsuzluklarla mücadele
içerisinde olup tarih boyu cinayet ve zulme maruz kalan insanoğlunun
gelecekteki mağduriyetini azaltabilmek pekala mümkün.
Her toplumun ahlaki yönden eleştirilip
yetersiz görülen noktaları vardır muhakkak. Toplumu bazı olumlu örnekler
üzerinden de hatasız gibi göstermek de ayrı bir yanılgıdır. Ama olumlu ecnebi
örnekleri üzerinden kimse milletimi insafsız eleştirmeye kalkışmasın. Hamamda
tellağa ayıp olmasın diye temizliğini yapıp gidende, bankamatikte işini
uzatmayıp tekrar bankamatik kuyruğuna sırayı giren de bu milletin içinde. Aynen vicdanda ve adalette olduğu gibi ahlakın
da toplumsal ve bireysel yanını güzele, doğruya ulaşma yönünde beslemek
gerekiyor.
Hasılı kelâm, kazanç ve kayıp ikilemini bütün
gelgitleriyle yaşayan insanoğlu, olumlu ve olumsuz değerlerinde de sonuçlarını
yaşamaktadır.
Kalın sağlıcakla.
İlkay Coşkun
18.02.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder