Kitap,
ekmek gibi ucuz olmalı. Hiç kimsenin pahalılıktan alamama bahanesi olmamalı.
Ama maalesef ki kitabı pahalı satmak için herkesin bir bahanesi var. Kimisi serbest piyasa kapitali. Kimisi çok satıyorum ukalalığında. Kimisi her şeyin bir değeri var havası. Kimisi dindarlığına hayır hasenat parası. 2500
liraya satılan kitaba ne demeli? Amaçtan ziyade araç. Çok yazık çok.
Bir gazeteyi, bir dergiyi veya antolojiyi ilk açınca
yazarın veya şairin kendi yazısını, şiirini ilk olarak okuması insanın
fıtratında olan bir durum. Kendinden başka hiç kimseyi okumamak ise kusurlu ve
hastalıklı bir durum. Ayrıca daha çok zorunlu ders çalışmalarında
karşılaştığımız verimsiz ve keyifsiz okumalar âdet yerini bulsun kabilinden bir
kandırmaca seansı durumunda. Hal böyle iken okumayı sevmek ve verimli okuma
tekniklerini öğrenmek gerekiyor.
Özellikle eğitim kurumlarında dünya ve ülkemiz klasik
kitaplarının, okuma alışkanlığının tam olarak kazandırılamaması ve
yaygınlaştırılamaması öncelikli sorunlarımız arasında gözüküyor. Her ne kadar
insan kendi fikrinde olan yazara meyil etse de diğer fikir ve bakış açılarına
yönelik okumalar yapıp muğlâk yalıtılmışlıktan kurtulmak gerekiyor. Farklı
okumalarla farklı deneyimlemeler içerisinde olmak okura yeni pencereler
açacaktır muhakkak.
‘Cahildim,
dünyanın rengine kandım’ diyen Neşet
Ertaş’ın sözünde olduğu gibi ne kadar çok şey bildiğimiz değil, öğrenmemiz
gereken ne kadar çok bilgi olduğu mütevazılığını okuma heyecanımızla
göstermemiz gerekiyor.
İnsanlığın ve milletimizin ortak ve yerel değerlerini
göz ardı etmeden bize sunulan kültür endüstrisinden öte, aklımızın ve
şuurumuzun araçsallığında tahayyüllerimizi yaşatmalıyız. Bizlerin faydasına, ilmi
ve ruh zenginliğine taşıyan okumaları öncelemek daha doğru olacaktır.
Tanınmış
şair ve yazarların çok okunması ve takip edilmesi gayet normal bir durum ama
dikkat ediyorum birçok takipçi ‘büyük
adamlar büyük adamları takip ederler’ havasındalar.
Ayrıca ebedi âleme göçmüş dava adamları üzerine yazılan kitapların bir kısmı
fikirleri yayma düşüncesinden çok rant ve kendini gösteriş kapısı olarak
görüldüğü kanaatindeyim.
Bol
kitap okuyanı ve çok ders çalışanı, kafayı
bozacak sözüyle olumsuzlayan anlayış her türden olumsuzluğa rağmen etkisini
azaltmış gözüküyor.
Kalbe dokunan
öğüdü/ ne çok sancı dindirir/ özgürlüğe güvercin/ karanlıkta hür çığlık/ el
değmemiş maviye/ bulandırır geceleri/ gün gelir cehalet/ senin ışıklarında
ölür.
İnsanları
kıyıcı bulup kitaplara sığınan Cemil Meriç gibi sevmeli kitapları.
Kalın sağlıcakla.
İlkay Coşkun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder