15 Mayıs 2019 Çarşamba

Uslu Çocuk

 Uslu Çocuk 

Uslu çocuk olmanın veya olmamanın iki ciheti var. Kime göre ve hangi olaylar karşısında uslu çocuk. Bir ebeveyn için uslu çocuk olma veya olmama durumuyla, sözde dünyanın jandarması konumundaki ABD’nin, NATO’nun, batının dünya devletlerini ve devletleri yöneten erki, uslu çocuk görme halleri var. Hayrın uslusuyla şerrin uslusu birbirinin zıttı konumunda.

Uslu olma veya olmama birbiri arasında yer de değiştirebilir. Dünün uslusu bu günün yaramazı pekâlâ olabilir. ABD ve Rusya görüntüde her ne kadar birbirleri için yaramaz çocuk gibi gözükseler de dünya üzerinde ki menfaatleri bölüşmeleri sebebiyle aslında birbirleri için uslu çocuklar. Yaramazlıklarını dibine kadar uygulayan Beşşar Esad bugün ABD ve batı için uslu bir çocuktur. Çünkü menfaatlerine hizmet ediyor. Suudi Arabistan’da uslu çocuktur. İran görüntüde yaramaz çocuk gibi gözükse de gerçekte yarı uslu çocuk. ABD’nin menfaatleri doğrultusunda İsrail, Mısır, Yunanistan, Almanya, Güney Kıbrıs Rum kesimi ve daha nicelerini uslu çocuk saymak mümkün.
 
Gelelim yaramaz çocuklara. ABD için başta biz Türkiye yaramaz çocuğuz. Müslümanların geneli yaramaz çocuk. Venezuela, Küba gibi sosyalist, komünist ülkeler yaramaz çocuk. Aynı Rusya gibi Çin’de rüştünü ispat ettiği için menfaat çerçevesinde yarı uslu yarı yaramaz çocuk. Bu listeyi pekâlâ çoğaltmak, çeşitlendirmek mümkün. Peki, nereye geleceğim ben.

Bu gerçeklikler insanın hayata hangi yönden baktığı ile ilintili. Dünyayı ABD ile beraber Suudi Arabistan’ın yönettiğine inanan Kâbe imamının durduğu yer ve zeminle yanı başında ki Yemen’le, Filistin’le ve Müslümanların zulümleri yaşadığı başka coğrafyalarla ünsiyeti nasıl sağlanacak. Suriye, Afganistan, Libya gibi Müslüman coğrafyalarda savaşlar ne zaman nihayet bulacak. Ne bekleniyor? Aranan nedir? Çözüm önerileri nedir? Doların gücü nasıl kırılacak? ABD ne zaman karışacak? Emperyalist hegemonya ne zaman gücünü kaybedecek? Güçlünün tasallutundan kurtulma imkânı var mı? Müslümanlar ne zaman uyanacak? Yeni Selahaddin Eyyubi’ler, Osmanlı gibi yeni imparatorluklar gelecek mi? Dünya da büyük afetlerle, Allah’ın büyük bir dersi mi olacak? Kıyamet mi kopacak? Yecuc Mecuc ve Mehdi ne durumda? Küçücük dünyalarında kavgalar yapan karıncalarla biz insanoğlunun savaşları arasında ne fark var? Çöp çepel dünyayı istila mı edecek? Buzullar daha ne kadar eriyecek? Dünya ya iyiler, hak ve adalet sahipleri hâkim olacak mı? Bu sofistike sorunlarla nasıl mücadele edeceğiz? Kafamda deli deli cevapsız sorular.

‘Köpeklerin kardeşliği aralarına kemik atana kadardır’ diyen Hz Mevlana sözünde olduğu gibi sorunların birçoğunun çözümü yok mu? İnsiyak, seciye, ahlak, vicdan, din, dil, kültür, eğitim gibi alanlar insanların yolunu belirleyecek olan baş aktörler. Tembellerin, üretmeyenlerin, aptalların doğal seçilime uğradığı, zeki devletlerin, insanların hayatta kalabildiği gen aktarımı denen olguyu yaşıyoruz belki de.

Hayat keşmekeşlerle, ikiliklerle iç içe. İyinin ve kötünün mücadelesi her daim devam edecek. İmtihan halini yaşıyoruz, yaşayacağız da.


Hayat, ölüme sormuş: İnsanlar beni çok severken, neden senden nefret ediyorlar? Ölüm cevap vermiş: Sen tatlı ve güzel bir yalansın, ben ise acı bir gerçeğim.

Kalın sağlıcakla. 

İlkay Coşkun
15.05.2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder