Uslu çocuk olmanın veya olmamanın iki ciheti
var. Kime göre ve hangi olaylar karşısında uslu çocuk. Bir ebeveyn için uslu
çocuk olma veya olmama durumuyla, sözde dünyanın jandarması konumundaki ABD’nin,
NATO’nun, batının dünya devletlerini ve devletleri yöneten erki, uslu çocuk görme
halleri var. Hayrın uslusuyla şerrin uslusu birbirinin zıttı konumunda.
Uslu olma veya olmama birbiri arasında yer de
değiştirebilir. Dünün uslusu bu günün yaramazı pekâlâ olabilir. ABD ve Rusya
görüntüde her ne kadar birbirleri için yaramaz çocuk gibi gözükseler de dünya
üzerinde ki menfaatleri bölüşmeleri sebebiyle aslında birbirleri için uslu
çocuklar. Yaramazlıklarını dibine kadar uygulayan Beşşar Esad bugün ABD ve batı
için uslu bir çocuktur. Çünkü menfaatlerine hizmet ediyor. Suudi Arabistan’da uslu
çocuktur. İran görüntüde yaramaz çocuk gibi gözükse de gerçekte yarı uslu çocuk. ABD’nin
menfaatleri doğrultusunda İsrail, Mısır, Yunanistan, Almanya, Güney Kıbrıs Rum kesimi
ve daha nicelerini uslu çocuk saymak mümkün.
Gelelim yaramaz çocuklara. ABD için başta biz
Türkiye yaramaz çocuğuz. Müslümanların geneli yaramaz çocuk. Venezuela, Küba
gibi sosyalist, komünist ülkeler yaramaz çocuk. Aynı Rusya gibi Çin’de rüştünü
ispat ettiği için menfaat çerçevesinde yarı uslu yarı yaramaz çocuk. Bu listeyi
pekâlâ çoğaltmak, çeşitlendirmek mümkün. Peki, nereye geleceğim ben.
Bu gerçeklikler insanın hayata hangi yönden
baktığı ile ilintili. Dünyayı ABD ile beraber Suudi Arabistan’ın yönettiğine
inanan Kâbe imamının durduğu yer ve zeminle yanı başında ki Yemen’le,
Filistin’le ve Müslümanların zulümleri yaşadığı başka coğrafyalarla ünsiyeti
nasıl sağlanacak. Suriye, Afganistan, Libya gibi Müslüman coğrafyalarda savaşlar
ne zaman nihayet bulacak. Ne bekleniyor? Aranan nedir? Çözüm önerileri nedir? Doların
gücü nasıl kırılacak? ABD ne zaman karışacak? Emperyalist hegemonya ne zaman
gücünü kaybedecek? Güçlünün tasallutundan kurtulma imkânı var mı? Müslümanlar
ne zaman uyanacak? Yeni Selahaddin Eyyubi’ler, Osmanlı gibi yeni imparatorluklar
gelecek mi? Dünya da büyük afetlerle, Allah’ın büyük bir dersi mi olacak? Kıyamet
mi kopacak? Yecuc Mecuc ve Mehdi ne durumda? Küçücük dünyalarında kavgalar
yapan karıncalarla biz insanoğlunun savaşları arasında ne fark var? Çöp çepel
dünyayı istila mı edecek? Buzullar daha ne kadar eriyecek? Dünya ya iyiler, hak
ve adalet sahipleri hâkim olacak mı? Bu sofistike sorunlarla nasıl mücadele
edeceğiz? Kafamda deli deli cevapsız sorular.
‘Köpeklerin kardeşliği aralarına kemik atana kadardır’ diyen Hz Mevlana sözünde olduğu gibi sorunların birçoğunun çözümü yok mu? İnsiyak, seciye, ahlak, vicdan, din, dil, kültür, eğitim gibi alanlar insanların yolunu belirleyecek olan baş aktörler. Tembellerin, üretmeyenlerin, aptalların doğal seçilime uğradığı, zeki devletlerin, insanların hayatta kalabildiği gen aktarımı denen olguyu yaşıyoruz belki de.
Hayat keşmekeşlerle, ikiliklerle iç içe. İyinin ve kötünün mücadelesi her daim devam edecek. İmtihan halini yaşıyoruz, yaşayacağız da.
‘Köpeklerin kardeşliği aralarına kemik atana kadardır’ diyen Hz Mevlana sözünde olduğu gibi sorunların birçoğunun çözümü yok mu? İnsiyak, seciye, ahlak, vicdan, din, dil, kültür, eğitim gibi alanlar insanların yolunu belirleyecek olan baş aktörler. Tembellerin, üretmeyenlerin, aptalların doğal seçilime uğradığı, zeki devletlerin, insanların hayatta kalabildiği gen aktarımı denen olguyu yaşıyoruz belki de.
Hayat keşmekeşlerle, ikiliklerle iç içe. İyinin ve kötünün mücadelesi her daim devam edecek. İmtihan halini yaşıyoruz, yaşayacağız da.
Hayat, ölüme sormuş: İnsanlar beni çok severken, neden senden nefret ediyorlar? Ölüm
cevap vermiş: Sen tatlı ve güzel bir
yalansın, ben ise acı bir gerçeğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder